Deniz ****** Aygünü Kabul Etti

Tecrübeli Kullanıcı Mesaj Sayısı : 41 Yaş : 37 Kayıt tarihi : 04/08/06

CHP Lideri Deniz ******, partisinin yeni merkez binasında Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün ve beraberindeki heyeti kabul etti.
-----------------------------------------------------------------------------------
CHP Genel Başkanı Deniz ******, hükümetin ülke üzerindeki kontrolünü kaybettiğine dikkati çekerek, "Hükümet ülkeyi yönetemez, ekonomiyi kontrol edemez hale geldiği için erken seçim ülkenin gündemine gelecektir. Hükümet mecbur kaldığı, sürüklendiği için seçim yapmak zorunda kalacaktır. Erken seçim kararı, hükümet açısından bir tükenişin, iflasın tescili anlamına gelecektir. Erken seçimi hükümet önümüzdeki günlerde söylemek zorunda kalırsa, bu bir şirket yönetiminin konkordato talep etmesi gibi bir anlam taşıyacaktır" dedi.

******, hükümetin yakında bir "erken seçim" dayatmasıyla karşı karşıya kalabileceğini iddia etti. CHP Lideri Deniz ******, partisinin yeni merkez binasında Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün ve beraberindeki heyeti kabul etti. Yaklaşık yarım saat süren görüşmenin ardından kameraların karşısına geçen ****** ve Aygün, ekonomide yaşanan son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP Lideri ******, ATO'nun ülkenin etkili, güçlü bir sivil toplum örgütü olduğunu belirterek, ATO'nun ülkenin ciddi sorunlarıyla ilgili çok kapsamlı araştırmaları olduğunu söyledi. Türkiye'nin çok uzun süre izlenen ekonomi politikasıyla ilgili bir temel yanılgının içine itildiğini dile getiren ******, "Türkiye'nin temel sorunlarının çözülmüş olduğu gibi bir izlenim verilmek istenmiştir. Haklı olarak değerlendirilemeyecek bir iyimserlik ortamı ayakta tutulmak istenmiştir" diye konuştu. ******, böyle bir ortamda ATO'nun ekonomik gerçekleri sürekli kamuoyuna hatırlattığını ve bugün gelinen noktada ATO'nun değerlendirmelerinin ne kadar doğru olduğunun ortada olduğunu kaydetti.

AYGÜN'DEN HÜKÜMETE UYARILAR

ATO Başkanı Sinan Aygün de yaptığı konuşmada, son birkaç yıldan beri makro dengelerde görülen iyileşmeleri olumlu bulduklarını, ancak bunların yeterli olmadığına işaret ederek, ekonomideki kırılganlığın sürdüğünü, ekonominin bıçak sırtında gittiğini sürekli olarak vurguladıklarını hatırlattı. Uygulanan ekonomik programın temel eksikliklerini sıralayan Aygün, ekonomide özlemle beklenen canlanmanın bütün çabalara rağmen gerçekleşemediğini, yatırım ortamının bir türlü düzeltilemediğini, üretim ve istihdam problemlerinin aşılmasına zemin hazırlayacak yapısal iyileşmelerin yeterli ölçüde sağlanamadığını vurguladı. Karşılıksız çek ve protestolu senetlerdeki artışın bunu doğruladığını dile getiren Aygün, devletin iç ve dış borçlanmasında yaşanan normal sayılamayacak artışlar, cari açığın tehlikeli bir şekilde tırmanması, ithalat-ihracat makasının hızla açılması sonucu oluşan olumsuz tablonun ısrarlı şekilde önemsenmediğini, ekonomik dengeleri kritik bir çizgiye taşıdığını bildirdi.
Merkez Bankası'nın faiz artışı ve dövize müdahalesinin bir fayda sağlamadığı gibi bugüne kadar arkasında durulan dalgalı kur rejiminin ilkelerine de ters düşecek girişimlerde bulunulduğunu ifade eden Aygün, "İşsizlik ve bundan kaynaklanan güvensizlik ortamı, çeteleşmeye uygun iklimin dağıtılmaması, asayiş olaylarındaki hızlı tırmanış, hırsızlık, gasp, kapkaç, cinayet, fuhuştaki normal olmayan artış, bürokraside ve kurumlar arasındaki sen-ben, öteki-beriki kavgaları toplumun ihtiyacı olan güven ve huzur ortamını ciddi şekilde tehdit etmektedir" şeklinde konuştu.
Son dönemde piyasalarda yaşanan dalgalanmaya da değinen Aygün, dış konjonktürün olumsuz seyrinin etkilerini olabildiğince azaltmak için ciddi ve etkili önlemler alınması gerektiğini belirtti. Aygün, giderek yoğunlaşan belirsizliğin, kısmi tedbirler ve günü kurtarma anlamına gelecek müdahalelerle aşılmasının mümkün görünmediğini söyledi. Hükümeti ekonominin içindeki kesimlerle, kurum ve kuruluşlarla çok yakın ilişki içinde olmaya çağıran Aygün, "Türkiye istikrarlı krizler döneminden hızla uzaklaşmak zorundadır. Bunun için istikrar bozucu bütün olumsuzluklardan, rehavetten, popülizmden, gerginlik yaratıcı hal ve hareketlerden uzak durulmalıdır. Dileğimiz, milli birlik ve beraberliğin korunması, siyasi, etnik, kültürel aks tartışmalarının, ayrışmaların yaşanmadığı bir Türkiye'dir" dedi.
Aygün, ******'ın son dönemde sık sık Türk kamuoyuna "Ülke iyiye gitmiyor, ülkenin değerlerine, Cumhuriyete sahip çıkın" mesajları verdiğini, bundan duydukları memnuniyeti de dile getirdi.

******'DAN "ERKEN SEÇİM" DEĞERLENDİRMESİ

CHP Lideri Deniz ****** ise Türkiye'nin çok sıkıntılı bir döneme girdiğini, bu sıkıntılı dönemin demokrasi içinde halkın oyuyla ülkenin istikrarı sarsılmadan aşılması gerektiğini söyledi. Bütün gayretlerinin yaklaşmakta olan ciddi krizin Türkiye'yi büyük güçlüklerle karşı karşıya bırakmadan demokrasi içinde aşılmasına yardımcı olmak olduğunu kaydeden ******, bunun mümkün olduğunu ifade etti. Türkiye'nin yaklaşan sıkıntılı dönemleri aşması bütün duyarlı kesimlerin bu konunun önemini kavramasına, gayret sarfetmesine ve dayanışma içinde olmasına bağlı olduğuna işaret eden ******, geçmiş siyasi dönemlere özgü kutuplaşmaların ve kamplaşmaların bozulması gerektiğini vurguladı. Farklı siyasi konumlarda da olsa Türkiye'nin bütünlüğünün, Anayasa'nın sahiplenilmesi gerektiğinin altını çizen ******, herkesi önümüzdeki fırtınalı dönemi göz önünde bulundurarak dayanışma içinde olmaya davet etti. Bu çağrılarının toplumda geniş yankı uyandırdığına işaret eden CHP lideri, aynı zamanda sivil toplum örgütlerinin de Türkiye'nin geleceğine sahip çıkması gerektiğini söyledi. ******, Türkiye'nin sorunlarının bir bütün olduğuna da dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin sağlam, kendisiyle barışık, Anayasası ile kurumlarıyla üniversiteyle iş dünyasıyla yargısıyla barışık yeni siyaset dönemini açmaya ihtiyaccf0ın tehlikeli bir şekilde tırmanması, ithalat-ihracı var. Kendi kendisiyle kavgalı bir ülkenin, kendi kurumlarıyla kavgalı bir siyasetin ülkeye ne kalkınma ne refah getirmesi mümkündür. Ülkenin ulusal bütünlüğüne yönelik ciddi tehdit var. Terör çok ciddi sorun olarak devam ediyor. Türkiye siyasetini kendisiyle barıştırmamız lazım. Türkiye siyaseti ne yazık ki kendi kendisiyle kavgalı hale gelmiştir. Türkiye siyasetini Anayasası ile siyasi tarihiyle siyasi kimliğiyle barıştırmamız lazım. Herkes bu noktada durum değerlendirmesi yapmalıdır. CHP olarak, bugünkü siyasi ortamda önemli bir siyasi alternatif güç konumundayız. Bu gücümüzü yeni toplumsal dayanışmayla bütün Türkiye'yi kucaklayan noktaya getireceğiz. Herkes Türkiye'ye sahip çıkmalıdır."

"HÜKÜMET ERKEN SEÇİME MECBUREN GİDECEK"

Açıklamalarının sonunda gazetecilerin sorularını cevaplayan ******, Aygün'ün "Önümüzdeki seçimde ******'ın başkanlığında CHP-DYP-MHP Hükümeti kurulabilir" yönündeki sözlerini değerlendirdi. ******, seçim sonrasına yönelik formüllerle bu aşamada ilgilenmesinin doğru olmadığını ifade ederek, önemli olan toplumda bir dayanışmanın sağlanması olduğunu kaydetti. ******, "Şimdiden hiç kimsenin hükümet modelleri üzerinde değerlendirme yapması doğru olmaz" diye konuştu. ****** bir gazetecinin "2006 yılından önce bir erken seçim olması umudunu taşıyor musunuz?" yönündeki sorusu üzerine de şunları söyledi:
"Erken seçim konusu elbette her an Türkiye'nin gündemine gelebilir. Türkiye'nin gündeminden erken seçim konusu çıkmamıştır. Ama Türkiye'nin gündemine öyle anlaşılıyor ki erken seçim konusu hükümetin tercihi olarak gelmeyecektir. Hükümet, iktidar arzu ettiği için, tercih ettiği için Türkiye erken seçim yapma durumunda olmayacaktır. Erken seçim ülkenin gündemine gelecekse hükümet ülkeyi yönetemez hale geldiği için ekonomiyi kontrol edemez hale geldiği için, Türkiye'nin üzerindeki kontrolünü kaybettiği için erken seçim ülkenin gündemine gelecektir. Böyle bir noktaya gelinmiş olması halinde hiç kuşku yok hükümet mecbur kaldığı için, sürüklendiği için seçim yapmak zorunda kalacaktır. Erken seçim kararı, hükümet açısından bir tükenişin, iflasın tescili anlamına gelecektir. Erken seçimi hükümet önümüzdeki günlerde söylemek zorunda kalırsa bu, bir şirket yönetiminin konkordato talep etmesi gibi bir anlam taşıyacaktır. Hükümet ülkeyi yönetemez hale geldiği için erken seçim yapmak zorunda kalabilecektir. Bu ihtimaldir. Hükümetin ülke üzerindeki kontrolü kayboluyor. Bu erken seçim dayatması şeklinde ortaya çıkabilir. Çıkar ya da çıkmaz, biz ülke için iyi olanı yapmaya çalışıyoruz. Seçimden kaçmak mümkün değildir. Bu bu yılın sonunda ya gelecek yılın sonbaharında seçim yapılacaktır. Önümüzdeki zamanı, Türkiye'nin geleceğini en iyi şekilde güvence altına alacak biçimde değerlendirmek bizim görevimizdir."

****** bir gazetecinin "Çukurova Üniversitesi kampüsünde teröristbaşı Öcalan'ın fotoğraflarının asıldığı" iddialarını hatırlatması üzerine de, "Dediğiniz gibi bir olay olduysa güvenlik güçlerini, yönetimi ve hükümeti ilgilendirir. Hala Terörle Mücadele Yasası çıkarılamadı. 2 ay önce Bakanlar Kurulu, tasarıyı Meclis'e gönderdi. Hala çıkmadı. Neden çıkmadı? O kanunla ilgili çok tehlikeli bir madde yakaladık. Terörle Mücadele Yasası'na bugün ihtiyaç yoksa ne zaman olacak? Çok üzüntü verici bir tablo. Terörle Mücadele Yasası'nın çıkması için AB'nin mi, IMF'in mi talep etmesi lazım" açıklamasını yaptı.
******, "YÖK'ün devreye girmesi gerekmez mi?" sorusuna ise, "YÖK'ün zabıtası mı var, askeri mi var?" dedi.
ATO Başkanı Aygün, aynı zamanda CHP'nin Söğütözü'ndeki yeni genel merkez binasına taşınması nedeniyle ******'a "hayırlı olsun" ziyaretinde bulunduklarını belirterek, yeni bina için el işlemeli bir kaseyle 3 boyutlu ****** tablosu hediye etti. ******, ****** tablosunun önümüzdeki süreçte yeni Kuva-i Milliyeci'lerin birbirlerine en çok vereceği hediyelerin başında geleceğini söyledi.