Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 SEÇTİĞİ SEÇKİNLERİNİ DIŞLAYAN MİLLET BİNDİĞİ DALI KESE-3-

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
mustafa bîhaçlı
Profösyonel Kullanıcı
Profösyonel Kullanıcı
mustafa bîhaçlı


Mesaj Sayısı : 66
Yaş : 68
Localisation : YALOVA-AYAZMA
Kayıt tarihi : 02/08/06

SEÇTİĞİ SEÇKİNLERİNİ DIŞLAYAN MİLLET BİNDİĞİ DALI KESE-3- Empty
MesajKonu: SEÇTİĞİ SEÇKİNLERİNİ DIŞLAYAN MİLLET BİNDİĞİ DALI KESE-3-   SEÇTİĞİ SEÇKİNLERİNİ DIŞLAYAN MİLLET BİNDİĞİ DALI KESE-3- EmptyCuma 27 Ekim - 3:48

KENDİ SEÇTİĞİ SEÇKİNLERİ DIŞLAYAN
SEÇMEN-MİLLET BİNDİĞİ DALI KESER (3)

“Yaşlı lider ve siyasi adamların birikimi, deneyimleri gençleri kat sayısı ile sollayacak vasıfları olabilir ve unutmayalım her işin başında “maneviyat – ahlak” ve bunun tezahürü “dürüst insan” ve bu insanlardan teşekkül etmiş kadrolarla ilerleme kaydedilebilir,aksi ise çürüme ve çöküntüyü getirir.

KÜL YUTMAYAN SEÇMEN

“Dolayısıyla manevi cehdi olan ve ahlaklı bir toplum, torunları için tohum ekmeyi hedeflemiş ufku asırlar ötesine uzanan ve amiyane deyimle de söylersek (“kül yutmayan; kültürlü, bilgili ve dürüst vatandaş”), yaşlı lider ve siyasi adamların deneyim ve ilminden, gençlerin de enerji dolu ve geleceğe matuf gençliklerinden faydalanmayı bilir; umutsuz ve seçeneksiz değiliz , çünkü genç siyasi liderlerin başında bulunduğu genç kadrolarıyla mevcut partilerimiz de var, hem de öteden beri,hiç eksik değillerdi.

“Hem eskidiler, gitsinler diye dışlanan – bir elin parmakları sayısındaki partilerin- iki katı gençlerin yönetiminde bulunanlar hiçbir zaman eksik değildiler ki..

“Bu düşüncedeki ben denizi de yaşlılar sınıfına mı dahil edeceksiniz? 30 yaşınıza merdiven dayadığınızı söylediniz, sizden sadece 4 yaş büyüküm. Yaşlı mıyım?

“Haydi gözünüz aydın bakın seçilme yaşı da 25’e iniyor, pek sıkça ve git gide söylemleri yoğunluk kazandığını gördüğümüz “gitsinler,genç kadrolar gelsin işbaşına” diyenlerin de yolu ---hem de zahmetsiz, emeksiz,mücadelesiz-- açılıyor, göreceğiz genç kadrolar Türkiye’nin siyasi,iktisadi,temel insan ve özgürlüklerde dünya sıralamasındaki 95’nci sırasından yükseklere mi yoksa kötüden betere mi çekecekler Türkiye’yi ?

HIRSIZ PATRON MEDYA

“Bir ulusun,bir toplumun, bir milletin; seçmen kitlelerinin aynada yansıyan kendileri olan ve hür iradeleriyle seçtiği seçkinleri siyasi kadrolarını, “Senfonişubatmankara,hortumcu patron medyanın doğrultusunda alet olup dışlar ve istiskal ederse, o millet bindiği dalı kesiyor demektir..

“Her işte olduğu gibi siyasette de öncelikli hasbi ve yüce ahlaki samimiyetle eylem gerek..Asıl ve esas işlevi toplumu aydınlatmak,bilgilendirmek ve toplumun meşru isteklerini kurumsal devletin başındaki (“milletin hizmetkârları olmaları zorunlu”) başta seçilmiş ve özelde de atanmış bürokrat yetkililere aktarmak olan ; halk bunu ve şunu istiyor,halkın arzusu budur ve şunlardır demesi gereken görsel ve yazılı medya-basınınız “Senfonişubatmankara-hortumcu patronların” elindeyse eğer ; amaç ve eylemleri toplumu bilgisizleştirmek,cahil etmek; tam kurtlara özgü av ortamını oluşturmak için ışıyan her kandili tozu dumana katan sayısızca içi boş terim ve kavramları yücelterek vaveyla yayınlarla halkın görmesini ve dolayısı ile hesap sormasını engelleyici; idraki dumura uğratarak sürü psikolöjisiyle rahatça kendi sufli emelleri doğrultusunda güdümleyerek sömürü çarklarını döndürür.

“ Milletin ve devletin tüm kazanımlarını; --işkal ordularından beter-- ; akla hayale sığmayan menhiyatlara; hırsızlıklara, talan ve hortumlamalara rağmen, milletin tepkisiz kalmasının nedeni milli bilinç, milli tarih ve milli vicdanımızın köreltilmesinden başka bir şey değil.

“28 Şubat post modern darbe sürecinde hırsızlıklarına halel getirildiği için milletin hür iradesiyle yönetime getirilen hükümetler; laik cumhuriyet kuşatıldı,şeriatçı kadrolar T.C. devletini yıkıyor, Türkiye batırılıyor vaveylalarıyla meşru,demokratik hükümet baskı sonucunda yıkıldı ve ardından 22 kamu bankasının dibini delip içini Amerikalı emperyalist uzantılarla -- açıklanan rakamlara göre-- 52 milyar dolâr para hırsızlandı..

“Amerikalı spekülatörleriyle işbirlikçilerin halen gündemdeki kavgalarından da anlaşılacağı gibi dış güçlerin içimizdeki iş birlikçileri ‘sen hainsin, sen de benle birlikteydin’ şeklinde özetleyebileceğimiz dünün milliyetçi,ulusalcı söylemlerle halkın gözünü boyayıp halkın kendi aleyhine olan iç ve dış çeteleri alkışlatmışlardır.

“Şimdi yapılanlara bakın: hortumcu,mir-i malı yiyicileri , kravatlı eşkiyanın maşalığını yürüten küçük hırsızları açığa çıkartıp “–temiz toplum,temiz siyaset sloganı ile—“) devletin içinde yuvalanmış pislikleri temizliyoruz kanaatini ve tezgahını kurup devletin atar damarlarını tutan büyük eşkiyaları böylelikle kurtarırlarken, yine kaldıkları yerden şeametlerini yürütüyor ve milleti bir kez daha aldatıyorlar.

“Sadece devlet kurumlarında bulunması gereken, bir başkasının elinde bulunması halinde idamlık suç olan bombalar Türkiye’nin kentlerinde nasıl patladığını olası birileri çıkar da sormasın diye yukarda genel çerçevesini çizdiğimiz hortumcu medya ve onu arkalayan ve yöneten Senfonişubatmankara oligarşisi odakları hemen ellerinde tuttukları irtica korosunu öttürüp Türkiye’yi ve Türk halkının bilincini karartıyorlar, olası gören gözleri karanlığa boğarak kurt havasında avlanmayı sürdürüyorlar.

“Sağlıklı tespit ve muhakemeye varabilmek için şöyle kabaca bir ifadeyle 200 yıllık siyasi tarih sürecimizi , bir siyasi tarih şeridini incelersek milli irade dışı, çift kimlikli, esrarlı güç odaklarının demokrasiyi kesintiye uğratıp kuşaklar boyu ensemizde boza pişirdiklerini göreceğiz; geçmişini bilmeyen toplumlar sirete değil cilalı suretlere kanar, hep aldanır, belli yeterlikte yolu kütüphaneden geçmeyen ---tıpkı bizim gibi--- toplumlardır.

“Bizim demokrasi deneyimlerimiz salt cumhuriyet sürecinde olan bir şey değildir, çok daha evvelinden beri vardır..

“Kahvehaneleri kapı arkasına kadar lebalep dolu, ama kütüphaneleri boş olan bizim gibi toplumu manipüle edip kendine ram eden milli irade dışı, totaliter güçlerin işi çok kolaylaştığı oranda demokratik bilince sahip olan milli iradenin o oranda da işi zordur.

“Kütüphaneye önem atfederken, en önemli olanı da ‘nasıl bir kütüphane?’ , ‘neyi okumak?’ , ‘nasıl bir okuma?’, ‘kim okuyor?’ ve daha da uzatabileceğimiz sorulara derin ve ayrıntı ile cevap bulmak gerekiyor.

GENÇ KUŞAĞIN ÇEKİRDEĞİ

“Sizin gibi üniversitelilerle sıkça ve çokça , ---çoğunuzla yüz yüze--- konuşuyorum da ‘yeni kuşaklara bel bağlayan milyonlarca ebeveynin-milletin umuduna bahar güneşlerinin pek zor doğacağını söylerken, kuvvetle kanaatim odur ki art arda yağacak karlar kurtlanacaktır’; zira , müfredat dışında ---yüzlerce,binlere varan şöyle dursun----, 50-60 değerli eseri bile okuyan üniversiteliye rastlamadığımı az önce dile getirmiştim, ben varım diyen aranızdan da çıkmadı; şöyle bir bakalım, arka koltuklarda 8 ön-kapıda ayakta da duranlarınızı da saysak 11 kişi, müfredat metinleri dışında bin kitap değil, ‘yüz kitap’ okuyanınız varsa lütfen , --o özlemle beklediğimiz-- üstün,vasıflı, liyakatli; okuyan,araştıran ,bilgilenen, bilgi ve ahlaklı topluma geçişin mötoru genç kuşağın çekirdeğini bana gösterin ki boynuna sarılıp pak alnından, gözlerinden öpeyim..”

NOBEL VE ORHAN PAMUK

Kaptan şöför önce boğazında ki gıcık pıhtıyı kazıtarak ---ben buradayım, başında ben vardım bu sohbetin ama şimdi hiç yokmuşum gibi bir hisse kapıldım, der gibi bir ihsasla--, “O kadar değil canım kardeşim o kadar değil, sen hepten yerle yeksan ettin, şu halde çoktan ele yele savrulmamız gerekiyordu; bak Türkiye Nobel aldı, bu da azımsanacak bir şey mi?” ; dedikten sonra, “Hep bekledim, buraya da temas edeceksiniz? Sahi romancımız Orhan Pamuk için ne diyorsun?”

Arka koltuktan bir öğrenci araya girerek, “Sormaya gerek yok, üstat bunca sevmedikleri arasına Orhan Pamuk’u mu sevecek? Saçma olur..” dedi.

Halen kim olduğunu bilmediğimiz teamüle aykırı tavır ve cins bakış açısına sahip yolcu önce derin bir tebessüm ederek:


“Evet , dediğiniz doğru, Nobel bu sene Türkiye’ye geldi; Orhan Pamuk’u ne severim ne de kızarım.. Bazı eserlerini de okudum.. Aklımda kalan --- sanırım--, ‘Gerçek Hayat’ adlı kitabında ‘mastürbasyon için Hürriyet okuduğunu’ söylüyordu; ki, ben bunu pek yerinde ve doğru bir tespit olarak görüyorum..

“Diğer yanda Nobel’i verenlerin kim olduğu belli, bunda bir kuşku yok,herkes ittifak halindedir; ama Nobel’i alan o kadar çok belli değildir; --sahi Nobel verildi mi,alındı mı? Bu da bahsi diğer--; ismen alanın Orhan Pamuk olduğu kesin ama “Orhan Pamuk kimdir?” diye bir soru sorulduğun da bir çıkmazla karşılaşıyoruz, mezkur suale çok farklı cevaplarla karşılaşıyoruz, muhatap olan kişi de bu hususta bir şey söylemiyor; spekülasyonlar sanırım onun da işine gelmektedir.. ---Bilinçsiz ve milletimiz adına da utanç veren—, tatavacı , gürültücü; Leylâları kuru,kara ve çirkin bir kız olan milliyetçi tepkiler onun ekmeğine “tere yağ, bal” sürmektedir..

“Orhan Pamuk elbette büyük bir sanatçıdır..Değildir diyemem ve onu azminden, gayretinden,hedefe kilitlenerek bir uzun çabanın semeresine nail olduğu için taktir ederim..O kim olduğunu ve görevinin ne olduğunu biliyor ve görevini yılmadan,azimle, bıkmadan ifa eden birisi..

“Niçin böyle birini --kerhen de olsa-- taktir etmeyelim? Onun tek eserini okumadan ama ideolöjilerine ters geldiği için eleştiri yerine abuklaşanlara da doğrusu kızıyorum..Herkes üstüne düşen görevi ve ödevi yapmakta gayret etse yaşam insanlık için cennet olur sanırım.” (DEVAM EDECEK
)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
SEÇTİĞİ SEÇKİNLERİNİ DIŞLAYAN MİLLET BİNDİĞİ DALI KESE-3-
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Siyaset :: Genel Siyaset-
Buraya geçin: