Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 "PEYAMİ SAFA NAZIM HİKMET KAVGASI"(3)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
mustafa bîhaçlı
Profösyonel Kullanıcı
Profösyonel Kullanıcı
mustafa bîhaçlı


Mesaj Sayısı : 66
Yaş : 68
Localisation : YALOVA-AYAZMA
Kayıt tarihi : 02/08/06

"PEYAMİ SAFA NAZIM HİKMET KAVGASI"(3) Empty
MesajKonu: "PEYAMİ SAFA NAZIM HİKMET KAVGASI"(3)   "PEYAMİ SAFA NAZIM HİKMET KAVGASI"(3) EmptyPaz 1 Ekim - 16:32

“PEYAMİ SAFA NAZIM HİKMET KAVGASI”(3)



İnsanlar da koçlar gibi,kafalarıyla döğüşürler.”(Cenap Şahabettin)



Yazımızın bir önceki serisinde yer alan Peyami Safa’nın tespit ve yargılarına Nazım Hikmet ise , Naci Sadullah’ın gerçekleştirdiği , Yedi Gün’ün 17.07.1935 tarihli nüshasındaki söyleşide cevap veriyor..



Mezkur eserdeki alıntıyı biz sütunumuza özetleyerek iktibas edelim ve Nazım Hikmet’in söylediklerini takip edelim:



“..ilme dayanan her hangi bir sosyolöji kitabı bize derki: ‘Mütereddi küçük burjuva münevverliğinin ve en dikkate değer hususiyetlerinden birisi,nazariyede dehşetli reybî ve septik görünmeleridir.Fakat,bunlar hayatta nazariyedeki reybîliklerine rağmen maddî çıkarları mevzubahs olunca çok pratiktirler ve böylelikle de yaşayışlarında hayli derin tezatlara düşerler.’ Meselâ tetkik ettiğimiz bu tip diyor ki: ‘..ben herhangi bir fikre taasupla şahsiyetlerini kaybeden bütün sürü adamlarını kasdettim.’..O,bu satırlarıyla da,narazî septikliğini bir defa daha ortaya atmış oluyor: alâ,güzel..Ancak diğer taraftan biz biliyoruz ki,herhangi bir fikre taasupla bağlanmanın,insanı bir sürü adamı haline soktuğunu söyleyen bu tip,meselâ masonluk fikrine ve idealine kör bir taasup ve müthiş bir imânla bağlanmıştı ve bu bağlanışta o kadar ileri varmıştı ki,üç defa reddedilmeyi bile göze almıştı.Ana kaideleri malum, hudutlara çizilmiş,nizamnamesi mazbut ve matbu olan azâsı olmak idealini bu derece benimsemek,sürüye istida verip,sürü adamı olmak istemek değildir de nedir?Bu tip nazariyesiyle pratiği,yani düşüncesiyle hareketi arasındaki tezât;masonluktan bir maddî çıkar ummasından başka neye atfedilebilir” (shf.222)



Ergun Göze,mezkur mülakatı/söyleşiyi yorumlarken,Nazım,Y.Kadri’nin kendisine karşı kullandığı taktiği,bu sefer o Peyami Safa’ya karşı kullandığını ifade etmektedir:



“..Peyami Safa,onun realist değil,idealist,nikbin değil,bedbin olduğunu,materyalistlik iddiası hilâfına cıvık bir şair olduğunu mu yazdı,ona ‘Bolşevik Fantoması’ mı dedi ve onun çok ‘reybî’, yani öyle marksizim vesaire,sabit,sistemlere hemence bağlanamayacak kadar tenkidî şüpheci olduğunu iddia etmesine rağmen,şahsî menfaati söz konusu olunca,masonluğa bile imân getireceğinden bahsetti

ve aynı yazıdaki tezatlardan birisi olarak bir yerde yanında çalıştığı ve methettiği Zekeriya Sertel’den bir başka yerde jurnal ederek bahsettiğini ileri sürdü.Ne var ki bu tavır sahteydi,Nazım’ın ilim dediği,sosyoloji dediği,Marksizim propoganda bröşürlerindeki ‘Komunistçe’ idi..Peyami Safa,bunu bir kelimeyle Nazım Hikmet’in suratına iade etti: ‘Hiç bir sosyolöji kitabı bu herzeyi yumurtlamaz.’ Ve altında ilâve etti: ‘Lüzüm görürseniz sosyoloji kitaplarınıza bir bakınız.”(shf.228)



Göze,mezkur değerlendirmelerine ek olarak,mezkur türden herzelerin komunizm nazariyesinde kıymete haiz ve geçerli olduğunu; nitekim telefonu bir Rus’un icad ettiği ‘herze iddia’sı da ancak Nazım’ın iddiasıyla örtüştüğünü,ancak burası Rusya olmadığını,Rusya’da olduğu gibi herzelerin ‘bilimsel gerçek’ olarak geçerli olamayacağını ifade ederken,zaten önemli olanıysa,alim olmak değil,alim gibi konuşabilmek,o poza bürünebilmek,dolayısıyla Nazım da birden bire sosyolöji alimi olmuş,daha doğru söyleyişle,o poza bürünebilmiştir.



Peyami Safa,Nazım Hikmet’e seri makaleler ile cevap vermeye devam ediyor;22.07.1935 tarihinde, “Biraz Aydınlık/3” başlıklı yazısını özetle iktibas edip Payami Safa’nın kaleminden takip edelim:



“..bilenler bilir ki,hiçbir sosyoloji,bu herzeyi yumurtlamaz.Hiç bir objektif ilim kitabı,bu kaldırım politikası ağzını kullanmaz.İlim namına savrulan bu palavra,âdi propoganda kitaplarında bile yer bulamaz olmuştur.İşte cümlesini önünüze koyuyorum.Lüzum görürseniz sosyoloji kitaplarınıza bir daha bakınız..Hakikat şudur ki,bir zamanlar Bolşevik Rusya’da komünist olmayan herkese mütereddi burjuva,pis burjuva diye hucüm etmek adet olmuştu.Burjuva kelimesi,hakaret yerine kullanılıyordu.Her hünerini başkasından alan Nazım Hikmet de,hususî sohbetlerinde biraz kızdı mı, ‘Mütereddi burjuva’ der çıkardı.Başka sözü yoktu..Farkında değil ki,Bolşevik Rusya’da bile bu tarz hucum, artık ayıp sayılıyor. Sovyet ihtilâlinin burjuva medeniyetine neler borçlu olduğunu ve mütereddi burjuva ithamının manasızlığını anlatmak için orada inkılâp şefleri tarafından kitaplar yazılmıştır.Buna rağmen bizde bütün komunist muharrirler,Türk münevverlerini ‘küçük burjuva’ olmakla itham ederler.Ve Marksist fikir âleminde çoktan bayatlayan bu isnadın hiçbir haysiyeti kalmadığını bilmezler.”



Peyami Safa,Nazım Hikmet’in mason teşkilatlarına üç sefer başvurup geri çevrilmesine rağmen yine başvurduğuna ilişkin sözüne hitaben yazdığı cevap ise şöyle,özetle:



“..ahlakî prensipleri beni biraz cezp eder gibi olmuştu.Fakat,masonlar benimle resmî temasa girerek ‘tabiat,ahlâk,yaradılış’ hakkında fikirlerimi sormaya karar verince,zannederim ki verdiğim cevapla onların akideleri arasında bir fark zuhur etti ve bende mason olmak kabiliyeti görmemiş olacaklar ki,müracaatıma cevap vermediler..Üç defa eşik aşındırarak,üç defa reddedildiğim yalandır. Masonlarla aramda geçen bu macerayı birkaç sene evvel Son Posta gazetesinde açıkça yazmıştım.Gizlisi,kapalısı yoktur.



“..işte Türkiye’nin en anlı açık evlâdından birine,boyu sırık gibi oluncaya kadar aile kucağında dandini bebek gibi hoplatıla hoplatıla büyütülen bu paşa torunu,bu Bolşevik züppesi,kellesine yalancı bir amele kasketi taklidi oturtarak siyasî namussuzluk isnadına kalkıyor.



“..bu tosun da aynı hesapladır ki,ayda 200 liradan fazla kıvırdığı zamanlar bile,soğan ekmekten başka aşı olmayan zavallı işçilerin kılıklarını benimseyerek sokak sokak dolaşıp durmuştur. Bilmemiştir ki, ‘tarihî maddecilik’ bir orta oyunu değildir. Ve Ayvaz rolüne çıkan açıkgöz paşa torununun bu numarasına ne millîyetperver Türk gençliği,ne de Türk işçisi kolay kolay aldanmayacaktır..” (shf.236-242)



Nazım Hikmet’in “burjuva” , “kapitalist” diye yaftaladığı Peyami Safa’yı yakından tanıdığı ve üstadım diye tebşir eden Ergun Göze,Peyami Safa’nın para bakımından sıkıntı içinde bulunduğunu,öyle iddia edildiği gibi olmadığını ve tek lira olsun devletten kazancı bulunmadığını dile getirdikten sonra şu satırları Göze’nin kaleminden okuyoruz:



“..Peyami Safa’nın refahını doyurmak için her şeye razı olmakla itham eden Nazım ise,Demirperde gerisindeki,ajanlara tanınan müstesna refahtan istifade ettiği gibi,en büyük komunist ölüleriyle beraber,muhteşem mozolesinde yatmakta ve sanki Peyami Safa’nın hâlâ tamamlanamayan kabrine bakıp, ‘Refah işte böyle doyurulur’ diye gülmektedir.”



Peyami Safa’nın 05/08/1935 tarihinde yazdığı seri yazılarının “Biraz Aydınlık/5” ten özetlemeler yaparak söz konusu eseri irdelemeye sürdüreceğim:



“..işçi kasketini,ot ceketi ve ütüsüz pantolonla gezer,fotograf çektirirse,bu adam samimi bir komunist değil bir Bolşevik mankenidir.



“..bir Nazım Hikmet gibi henüz bu sistem hakkında tenkidi ve ikrarî fikirlerini neşretmeden manzumesinde: ‘Hafızı Kapital olmak istiyorum..’ mısraını yazar,yani cer hocası gibi Marks’ın ‘Kapital ‘ isimli kocaman eserini ezberlemek istediğini söylerse bu adam samimî bir komunist değil Bolşevik yobazıdır.



“..Maikovsky,Nazım’ın taklit ettiği komunist şairdir.Troçki bu şair için aynen şöyle söylüyor:



“ ‘Maikovsky ihtilâlin hislerini paylaştığı iddiasındadır;fakat ihtilâlin fikirlerini anlamamıştır.O ve arkadaşları gök gürültüsünden daha fazla gürlemek gayretindeler,hançerelerini yırtmaya göze alarak cayırtı koparıyorlar,ihtilâlle lâubali oluyorlar..Zannediyorlar ki,hakiki ihtilâlci görünmek için kaba olmak şarttır.’ İşte ihtilâlin en büyük şefinin,sahteliğini iddia ettiği bir şairi bir adam,Nazım Hikmet gibi nazım şekline,fikirlerine,kelime bölümlerine varıncaya kadar taklit ederse bu adam samimî bir komunist değil,sahte bir komunistin sahte bir mukallidi.” (shf.262)



“Maikovsky kimdir?” başlık altında adı zikredilen Rus şairinin öz yaşam öyküsü veriliyor.Mezkur eserden aynen izleyelim,özetle son paragrafını:



“..şair bir mektup bırakmıştır ve intihardan önce,şunları yazmıştı bu mektubunda: ‘İntihar bir şeyi halletmez,vatandaşlarıma katiyen tavsiye etmem.’ Ama,kendisi intihar etmişti..Bu intiharın Marksist-Leninist teoriye göre izahı şöyle yapıldı:



“ ‘Ağır bir hastalık,tesadüfî bir yalnızlık ve şahsî bazı ızdırapların birleştiği bir anda eski ferdiyetçi insiyaklar harekete geldiler:eski Maikovsky,yeni Maikovsky’yi öldürdü.” (shf.274)



Adını dile getirdiğimiz komunist şairin mukallidi/taklitçisi olduğu ileri sürülen Nazım’ın fikir ve sanatı üzerine konuyla ilgili sanat ve kalem erbabı adamların yazı ve sözleri ayrıntılarıyla veriliyor.



Bunlar arasında önemli bulduğumuz Yahya Kemâl ile Cemâl Süreyya’dan söz edelim kısaca.



Yahya Kemâl, “Nazım Hikmet şair değil hatiptir” diyor.

Cemâl Süreyya da, “..Nazım’ın şiirine materyalisttir diye kestirip atmak,işi biraz el çabukluğuna getirmek olacaktır..Temelde,bir duygu adamıdır..Nazım Hikmet,daha çok alaturka şarkılarda ki duyarlıktan hareket eder.Nazım’ın şiir sorunları üstünde fazla düşünmediği anlaşılıyor. Türkiye’den ayrılana kadar da dünya şiirini iyi izlediğinden kuşkuluyum..Şiirinde tarihsel maddecilik değil de tarihsel maddeci olmak isteyen bir hava var.” diyor-lar..



Bu yazı serisinin son bölümünü “Nazım’ın Türkiye’yi terk ediyor” başlıklı bölümü ile Nazım’ın oğlu Memed’in babası ile ilgili anlattıklarını irdeleyip bitirme kararındayız.



Ancak,şu notu da unutmadan deinelim,eğer Nazım Hikmet’in kim ve nasıl biri,nasıl bir düşünceye ve nasıl bir yaşam öyküsüne sahip olduğunu merak edenler için eserin aslını irdelemelerine yarar vardır,bizim ilgimiz ve ilgi alanımıza girenleri okuyup gücümüz nispetinde buraya naklettik, ancak bir başkası okuyup irdelerse çok daha geniş ve başka açıları ve düzlemleri yakalaması mümkündür.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
"PEYAMİ SAFA NAZIM HİKMET KAVGASI"(3)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Siyaset :: Genel Siyaset-
Buraya geçin: