HÜZNÜN ORTA YERİNDE BİR KAHRAMAN:FATIMA ORLOVİÇ NİNE

Mustafa Bihaçlı
mbihacli@hotmail.com
DOĞAL-EVRENSEL HUKUK İHLALİNİN VE KATMERLİ HÜZNÜN ORTA YERİNDE KAHRAMAN BİR NİNE:
FATÎMA ORLOVİÇ

Hukukun üstünlüğü normları,temel insan hak ve özgürlüklerin;demokrasinin beşiği olarak bilinen ,bir dönem özlenen,rüyalar diyarı Avrupa’nın kalpgâhında; yaklaşık iki asırdan beri var olmak ve var kalabilmenin var gücüyle mücadelesini veren, (tarihin tanıklığıyla sabit) ruhen asil ve soylu;beyaz,duru; dırahşan yüzlü;hilm ve vakar abidesi; medeni bir millet olan Boşnaklar’ın zümrüt vatanı Bosna i Hersegovina’da geçen asrın bitimindeki eşiğinde işlenen insanlık tarihinde eşi benzeri bulunmayan bir vahşetin (kimi yönüyle halen) yürürlükte olduğunu duymak,Avrupa’nın insanlık onuru adına ürettiği var sayılan tüm değerlerini gölgeleyip yüz karası olduğu; sıtkı sıyrılmamış,habbe kadar insanî vasfa sahip tümüyle insanlık teyit etmektedir.

Billur ırmakların;gönül raşesi şelâlelerin;zümrüt yeşili dağların,mübbit vadilerin,esrik dağ yamaçlarının ülkesi Bosna-Hersek’te,Konjeviç Polje (okunuşu:konyeviç polye) kasabasında tarihin çok azını kaydettiği,destanların tanımlamak ve tasvir etmekte aciz kaldığı; nice çatal yürek kahramanlardan biri;65 yaşında Fatîma Orloviç Nine yaşıyor..

Temel insan hak ve hürriyetlerin;demokrasinin beşiği diye tanımlanan ve bu minval üzere bilinen Avrupa’nın sömürücü plan ve sevkiyle; Avrupalı büyük devletlerin güdümlediği Hırvat ile Sırplar’ın işlediği Bosna-Hersek vahşetlerinde 300 binden fazla vatandaşı ile birlikte Srebrenica (srebrenisza) ile Zepa’da ailesinin 39 candan aziz insanını katliamlarda kaybetmiş, insanlık onurunun altın nişanesi yiğit Fatîma Orloviç Nineye ait mezkur kasabadaki evini gaspedip Ortodoks Kilisesi inşa edenlere karşı dimdik ayakta ve 6 yıldan beri hukuk mücadelesi verdiğini duyduğumuzda,Avrupa’da her şeye rağmen ve kerhen hukuk ve hukukçuların olduğunu sabrın azminde umudu yeşerterek, Avrupa adına,insanlık adına yüzümüzü kızartıp kahrolduğumuzu açıklamalıyım.

İSTANBUL ORTODOKS PATRİKHANESİ’NİN SUSKUNLUĞU YÜZ KARASIDIR.

Hukukun üstünlüğünü ihlal edenlere;yüce ,insani değerleri hiçe sayanlara,hak ve adaleti yerlerde süründürenlere karşı sessiz kalıp,başlarını sağa-sola çevirenlere;gözü olup baktığı halde göremeyenlere,kulağı olduğu ve duyduğu halde idrak edemeyenlere,aklı olduğu halde beyni dumura uğrayanlara;kalbi olduğu halde metafizik ürpertilerden yoksun olanlara;haksızlık karşısında dilsiz şeytan olanlara,tabandan tavana kadar yazıklar olsun..

HAK VE ADALETİN BEŞİĞİ CENNET GÜZELİ TÜRKİYE

Hak ve adaletin,insanî değerlerin zirvelerde yaşandığının kanıtı olan;yiğitlerin harmanlandığı,arzdan arşa kadar bilgelerin,hikmet erbabı uluların ülkesi,cennet güzeli vatanımız Türkiye’nin; dünyanın başkenti İstanbul’un kalbinde hür ve güvende (asırlardan beri) hayat bulan ve Dünya Ortodoks Ökümenliği’ne soyunan başta patrik efendinin ve sonra da bizzat etkin ve yetkili olan en tepe noktaya kadar elit,aydın,siyaset ve politika adamlarının ayıpları ve yüz karalıklarına heeyyy vicdan,heyyy adalet,heyyy insanlık neredesiniz,çıkın ortaya diye bağırmak bizim vicdani;hukuki,demokratik hakkımızdır..

SUNAKTA ŞEYTANA BOYNUNU TESLİM EDEN AVRUPA

Bosna-Hersek’te,1990’lı yılların ilk yarısında elleri boş,savunmasız,masum, (candan aziz evlat ve minicik bebeleriyle,elleri öpülesi yaşlılarıyla) top yekûn bir milleti,bir kültürü,bir tarihi; Avrupa’nın 4.büyük konvansiyonell ordusu tarafından 300 bin sivil halkı katletmesi, özgürlükler ve demokrasinin beşiği diye lanse edilen başta Avrupa’nın,dolayısıylas tüm hür dünyanın; insanlığın ayıbı ve yüz karası olduğu kadar,bugün,akla-hayale,insanî hafsalaya sığamayan katliamlarının işlendiği Bosna-Hersek’in Srebrenica ile Zeba’da aile bireylerinden 39 kişiyi yitiren , destanların anlatmakta aciz kaldığı elleri öpülesi yiğit Fatîma Orloviç Ninenin elinde kalan zerrecik evinin arsasını gaspederek; metafizik ürpertilerinin,adaletin,hürriyetin,temel insan haklarının mabedi diye bilinen Ortodoks Kilisesi’inin inşa edilmesi ve Kahraman Fatîma Orloviç Ninenin 6 yıldan beri verdiği hukuk mücadelesinin neticelendirilmemesi ise başta İstanbul Ortodoks Patrikhanesi ile Patrik efendinin yanı sıra tümüyle Avrupa devlet,akademya,üniversiteler,sivil toplum örgütlerinin sunakta şeytanlara boyunlarını uzatıklarının kanıtıdır,yüz karasıdır.

JEAN JEAK ROUESSAU’DA YALAN DİYOR

Batılılar tarafından icad edilen demokrasi rejiminde,soy,ırk,din,inanç ayrımcılığının yapılmadığı,yapılamayacağı, birilerinin üstünlüğü başkalarının karşısında olmadığı,olamayacağı;demokratik rejim ve sistemlerde insanlar arasında gelir ve ekonomik ayrımcılıklarının bulunulamayacağı,kimsenin dini inancından dolayı baskı göremeyeceği,her millet ve kültür kendini tanımlama ve eğitim,öğretim,basın-yayın hürriyetine sahip olduğu;hukukun üstünlüğü ilkesiyle anayasa ve yasalar karşısında bütün bireylerin eşit haklara sahip olduğu;egemenlik hakkının halklara ait olduğu temel ve özet olarak tarif edilmiyor muydu?

Yukarıda, kısaca ve genel hatlarıyla özetlediğimiz demokratik ve Batı hukuk normlarının tümü yalan ve ilüzyon olduğu o kadar kesin ve inkâr edilemez bir süreci yaşıyoruz ki,Batılı değerler adına demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkeleri,özgürlükler rejimi olarak tanımlanan demokrasi gemisi her yanından su alıyor..

Kısaca ,özet ve genel hatlarıyla tanımladığımız değerlerin dışında her şeye benzeyen demokrasi ucubesi,Batılılar ile birlikte gözümüzün önünde batıyor.

Doğal hukukun üstünlüğü ilkesi,temel insan hak ve hürriyetleri açısından Batılılar tarafından icad edilen demokrasi ile ilgili üretildiği var sayılan ve var kabul edilen tüm değerlerin gayr-i sahih ve gayr-ı samimi ve kocaman bir yalandan ibaret olduğunu Batılı ünlü düşünür Jean Jeak Rouessau’dan kısaca okuyalım:

“Demokrasi hiçbir yerde ve hiçbir zaman tarif ve ifade edildiği gibi,metinlerde yazıldığı gibi uygulanmadı,uygulanmayacaktır.”
Toprağı bol olsun Rouessau’da Batı’nın ruh kökünü,ana paradigmasını bildiği için bugünleri fehmedebilmiş,çok önceden görebilmiştir..

DEMOKRASİ, SÖMÜRGECİ BATI ELİTİNİN ,FUNDAMENTALİZMİN,KİLİSE OLİGARŞİSİNİN,IRKÇILIĞIN PARAVANASIDIR..

Gerçek şudur:bugün, demokrasi doymak bilmez sömürücü kapitalist küresel güç odakları ile Kilise oligarşisinin değirmenine (milyonlarca ve hatta milyarlarca mazlum) insanın kanını,alınteri emeğini,ekmeğini,tüm edinimlerini akıtıyor..

Eski Yunan rejiminde, kölelerin,işçilerin,kadınların seçme ve seçilme hakları yoktu;bu rejimin/sistemin adı da demokrasiydi,bugünkü demokrasinin çıkış merkezi,doğduğu yatak Eski Yunan’a Roma Hukuku’na,Kilise vicdan ve ahlakına dayandırılmıyor mu?.

Kemâl Tahir ile sohbette bazı aydınların Batılıların Ortaçağ döneminde insan eti yediğini Batı kaynaklarına dayandırarak dile getirdiklerinde,Tahir,Emperyalist Batılıların halen insan eti yediğini iddia ederek ayrıntılarıyla kanıtlar..

ABD Başkanı George W Bush, “Her sabah tanrısıyla konuştuğunu, onun emir ve yönlendirmeleriyle hareket ettiğini” basından okumuştuk.

devamı...

ABD,İslam ülkelerinin başındaki kukla yönetim devlet yetkilileriyle birlikte Afganistan,Irak ve son görüldüğü üzere 50 yılı aşkın bir süreden beri Lübnan ile Filistin’de milyonlara varan sivil halkı ,hatta 10 günlük bebeleri füze atışlarıyla katletmişlerdir ve katletmeye devam ediyorlar..

ORLOVİÇ NİNENİN ASUMANA SIĞAMAYAN CİSM-U CANININ ŞUASINI SÖNDÜREMEDİNİZ,SÖNDÜREMEYECEKSİNİZ.

ABD Başkanı George W Bush’a habbe kadar gayzım yoktur,ama 1.5 milyar İslam ülkelerinin başındaki kukla devlet yöneticilerinin Cenab-ı Hakk belalarını versin diye dua ediyorum.

Aynı şekilde,yakinen tanıdığım,bazıları Türk kemiğini,bazıları da Arap kemiğini yalayan ve kendi milletine sırtını çeviren bazı vicdansız ve ahlaktan nasibini almamış;Bosna-Hersek elit ve aydınlarının da Cenab-ı Hakk belalarını versin.

Demokrasi,temel insan hak ve özgürlükleri söylemi perdelemesiyle Batı’nın işlediği vahşeti ve cinayetlerini bu yazıda konu edinmeyeceğim,bu mesele bahs-i diğerdir..
Özet olarak şu da kesindir:

Batılı büyük devletleri pençeleri altında tutan ırkçı,sömürgeci,fundamentalist güç odakları tarafından yönlendirilen ve güdümlendirilen Sırp ile Hırvatlar’ın Bosna-Hersek’te işledikleri insanlık suçu,eyledikleri vahşette ailesinin 39 ferdini caniyane bir katliamda yitiren Bosna-Hersek/Konjeviç Polje kasabasında yaşayan 65 yaşındaki kahraman Fatîma Orloviç Nine’nin yüce insanî duyarlılığını, mücadele azmini öldüremediniz;yiğit Fatîma Orloviç Ninemizin asumana sığamayan cism-u canının şuasını söndüremediniz,söndüremeyeceksiniz..

ORTODOKS PATRİĞİNİN EVİNİN BAHÇESİNE CAMİ İNŞAA EDECEĞİZ

Kahraman Fatîma Ninemizin şerefli duruşu, ulvi mücadelesi Batılı devlet ve siyasetçilerinin,hukukçuların,akademyalarının,entelijansiyala-rının yanı sıra İstanbul’daki Ortodoks Patrikhanesi ile Patrik Efendi’nin;İslam ülkelerinin başındaki kukla yöneticilerinin pişkin suratlarına kamçı gibi şaklıyor,şaklamaya devam edecektir.

Şu andan tezi yok,hüznün ve hukuk ihlalinin tam kalbinde dimdik duruşuyla adalet mücadelesi veren yiğit Fatîma Ninemin yanında yer alıyor ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sayın Cumhurbaşkanı’ndan hiyerarşi konumlarıyla aşağıya doğru tüm devlet adamları ve devlet makamlarından en aşağı konumdaki insana,80 milyon Müslüman Türk vatandaşıma kadar sesleniyorum:

Geliniz İstanbul’daki Ortadoks Patrik Efendinin hane-i uzletinin bahçesine biz de kısasa kısas Süleymaniye ile müsemma bir camii inşa edelim,bu çağırıyı yapıyor ve vicdan ehli Müslüman Türk milletimizin her bireyinin yüksek sesle adalet ve doğal hukukun üstünlüğü temel insan hak ve hürriyetlerinin ihyasının teminini (özellikle de ABD ile Avrupa’da ) uygulanması için harekete geçelim..

ARDAHAN’DAN EDİRNE’YE,ANAMUR’DAN SİNOP’A KADAR MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİNE FATÎMA NİNEDEN SELAM GETİRDİM

Kahraman üç sınıftır:

a)madde planında kahraman,b)mana planında kahraman,c) hem mana hem madde planında kahraman.
En üstün kahraman üçüncü sınıftır;Fatîma Orloviç Nine de bu sınıfa dahil (sayıları çok az) kahramanlardan biridir.

Fatîma Orloviç Nine,Batı’nın en büyük üçüncü ordusu tarafından 300 bin vatandaşı ile birlikte ailesinin 39 ferdini katliamlarda yitirmiş olmasına rağmen, O metanetini,fetanetini,mücadele azmini yitirmemiştir..

Zira Fatîma orloviç Nine bezm-i ezelî elestteki ahd-ü peymanına sadık yüce ve soylu ruha sahip,levh-i mahfuzda korunmuş imanı kalbine cevher edinmiş mana ve madde planında yüce bir kahramandır.

Kahraman Fatîma Orloviç Nine derki:
Dikenli teller ile demir çengelli yolu çok pahallıya satın alır oldunuz;ayaklarınıza kadar tere batmışsınız,nasıl kurtulacaksınız oradan hiç akletmiyor musunuz?

Üç yüz on üç yoldan hiç birinde değilsiniz..Bir günü elli bin seneye uzatıyorsunuz;hamile kadınların çocuklarını düşürecekleri günün susuz sürüngenlerine meyyalsiniz..

Siz yavaşlayınca yorulan,oturunca sekerata giren çatal yürek kahraman ecdadın torunları değil miydiniz?

Gölgelerin uzanışıyla yıldız mıhlı kartopu alınlı atları ılgar eden çatal yürek akıncı beylerinin ahfadından değil misiniz?

Cemâl ve tüm güzellikleri sür git artanların torunları olduğunuzu nasıl olur da unuttunuz?

Kahraman Fatîma Orloviç Nine’nin selamları kısa ve özet olarak bu kadar.

Şu andan tezi yok sözünü ettiğim teklifimin inşası ve vücut bulması için kamuoyunun oluşması amacıyla elimden gelen tüm gayret ve imkanlarımı seferber ediyor;yiğit Fatîma Orloviç Ninemize selam,sevgi ve hürmetlerimi gönderiyor,aziz ve muazzez ellerinden öpüyorum,hakk ve adaleti ihlal edenler için yaşasın cehennem,diyorum.