ONLAR MI;HİÇ CİDDİYE ALMIYORUM?(1)

ONLAR MI;HİÇ CİDDİYE ALMIYORUM?(1)

Güzel ve genç adam,sevgili maydın, fakiri pür taksire hitaben yazdığınız son yazınızın hemen girişinde ki cümleyi iktibas edeyim:

1)“Beni yanlış anlamışsınız siz..” diyorsunuz;evet,ben de öyle düşünüyorum,gerçekten sizi yanlış anladım ama,bunun sebebi yine ben değil,sizsiniz;zira,karşı tarafa hitaben yazılan yazılar olsun,bir düşünceyi serdetmek amacıyla kaleme alınan yazılar olsun,eğer “tahlil”, “tevil”, “tefrik” ve “teklif” usulüne nispeten riayet edilmiyorsa,o yazının her kes tarafından yanlış anlama olasılığı yüksek bir metinden ibarettir.

Bu son yazınız ise,yukarıda değindiğim usule uygun bir metin olduğu için beni ikna ettiniz ve meselinin özü anlaşılmış oluyor.

Her ne ise,ben sizden can-ı gönülden özür diliyor ve beni bağışlamanızı istirham ediyorum.
Devam edelim:

2) “..ben size siteye zarar veriyorsunuz derken şunları düşünerek söyledim.Haberleri her akşam herhalde takip ediyorsunuzdur.

“Geçenlerde bir devlet yetkilisinin çıkıp Türkiye Cumhuriyeti Müslüman bir ülke değildir,dediğini de duymuşsunuzdur.”şeklindeki cümlenizi alıntıladıktan sonra gelelim kuru fasulyenin faydalarına.

Evet,yukarıda sözünü ettiğiniz haberi ben de hem görüntülü hem de yazılı medya aracılığıyla öğrenmiş bulunuyorum.

Söz konusu söylemleri karın gurultusundan muzdarip malüm çevrelere aittir; ben değil, merhum babam bile daha dünyaya gelmeden önce de sarfediyorlardı;onları zerre kadar da ciddiye almıyorum.Biz Müslüman Türk Milleti yol alıyoruz,onlar ise yerlerinde sayıyorlar.Onlar iyice artık şunu gördüler: Keser döner sap döner,bir gün kelir hesap tersine döner;hesapları iyice kündeye gelmiştir,ne yapacaklarını bilmiyorlar,konuşurlarken iyice muvazenelerini bozmuşlardır,sabuklayıp duruyorlar; onun için ben onları hiç ciddiye almıyorum;kervan yürür …. ürür..

Söz konusu devletlülarımıza biz Müslüman Türk Milleti mecbur değiliz,hiç ama hiç mecbur değiliz,ancak onlar biz ;Müslüman Türk Milletine habbeden kubbeye kadar mecburdurlar; ödleri kopuyor eğer Müslüman Türk Milleti , “Neler oluyor? Siz de kimsiniz?”derse,halleri nice olur,evet ödleri kopuyor ve paçalarından akan karaları gizleyemiyorlar; öteden beri alışılageldiği gibi,Müslüman Türk Milleti az ama çok ve sürekli iyiye giden bir zihin gelişimine,iyi bir toplum arzusu çekirdeği oluşmuştur ruhunda,zihninde..

Söz konusu devletlülarımız , sadece ve sadece devletin elinde bulunması gereken BOMBALAR NASIL OLUYOR DA İstanbul’un göbeğinde patlıyor;bunun hesabını Müslüman Türk Milleti bir yüksek sesle istemeğe ya başlasa diye ödleri kopuyor,vaveyla yapıp paçalarından akan karaları gizlemeye çalışıyorlar.
Biz Müslüman Türk Milleti hesap sorma makamındayız,onlar ise hesap vermek zorunluluğunda ve makamındalar..

Kendilerini la yuhti ve la yusel sanıp,Müslüman Türk Milletinin tepesinden bakan,mavi kanlı düzenbaz tanrılara asla biz millet olarak içimizde yer vermeyiz;bu bizim karakterimize terstir;onların geldikleri İttihat ve Terakki’dir; İttihat ve Terakki ise Siyonizmin döl yatağında peydahlanmış,Hıristiyan sülbündedir ;aynı sülpten-zihniyetten geliyorlar ve onlar bizim hızımız,bizim doğruyu bulma kriterimizdir..

Evet,salt devletin insiyatifinde,salt devlet kurumlarının elinde bulunması gereken bombalar cennet güzeli vatanımız Türkiye’nin kentlerinde nasıl mısır patlağı gibi patlatıldığının hesabını vermekle yükümlü olanlar pervasızca çıkıp sizin yukarıda iktibas ettiğim sözleri söylüyorlarsa bu onların haklılığını ispat etmez,onların karın ağırılarının olduğunu kanıtlar.

3) “Siz de ben de sanırım ülkemizin Müslüman bir ülke olduğunu farkındayız bana göre bunun tartışması bile yersizdir,bu konuda hemfikiriz galiba..” diyorsunuz sevgili genç adam Maydın.

Sizin ağzınız bal yesin,sesiniz-soluğunuz sıhat ve afiyet, uzun ömür bulsun.

Ben kendi adıma söylersem,damarımı kesseniz,akacak kan kelime-i tevhid söyler..

Evet,benim donum,dinim var,dinimin kitabı,peygamberi var;ama dinini,donunu gizliyen,hem hâl ve hem da kaal ile inkâr eden;ama alavera dalavera maskelerle Müslüman Türk Milletine kül yutturmaya çalışan bir malüm zümre vardır;onların dertleri çok büyüktür,Hakk Teala dertlerini kat sayısıyla artırsın,dileğindeyim ve zerre kadar onlara merhametim yok.

Onlar mı?Asla onların sözlerine itibar etmiyor,ciddiye almıyorum..Kamu bankalarının – Amerikalılarla,İsrailli Yahudilerle birlikte- dibini delip içini boşaltmalardan; PKK eşkiyasıyla can ciğer kuzu sarması muhabbetlere, iç ve dış borç boyunduğundan kadın pazarlamalarına, İlköğretim kurumlarına;okullara kadar sirayet eden uyuşturucu kullanımına kadar tüm kirli taraklarda hep onların bezi vardır ve cibiliyetlerinin ve amentülerinin gereği bunu yapıyorlar sürekli.

4) Kim demiş, “ Türkiye Cumhuriyeti Devleti Müslüman bir ülke değildir..”; onlar böyle söylüyorlar diye biz de başımızı eğip,gözümüzü yumup onlara prestij mi edeceğiz? Hadlerini bilsinler,sabrımızı tüketmesinler,diyorum ben onlara,bu minval üzere onlara hitaben açık adresimle tepki mektublarımı da yazıyorum, savcılığa çağırılıp ifade verdiğim süreçler de oluyor,ama hukuk var her şeye rağmen,hukuk adamları var cennet güzeli Müslüman Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde ve beni haklı bulup,ilk sorgulamadan sonra serbest bırakılıyorum;boyun mu eğeceğiz malum zümreye?

Türkiye’nin Müslüman bir ülke olmadığını söylemek,Türkiye’nin halkının,candan aziz soylu ve asil Milletinin olmadığını söylemek kadar abestir ve pervasızlıktır.

Milletsiz devlet olur mu? Milletsiz devlet eşyanın tabiatına aykırı,tarihte hiç görülmüş müdür? Devleti nasıl tanımlarsanız tanımlayın,özünde,dizinde,gözünde,kalbinde;ruhunda millet vardır; mezkur pervasız sözleri sarfedenlerin milleti yoktur ve dünyada en büyük bedbahtsızlık da millîyetsizliktir..Onların çoğu kubur fareleridir

Evet,Ardahan’dan Edirne’ye, Anamur’dan Sinop’a kadar 70 milyon Müslüman Türk Milletiyiz biz;işte biz Müslüman Türk Milleti “din,dil ,tarih ve kültür” özünde öz-paradigması aynı karakteri oluştuğumuz ve adını da Türkiye Cumhuriyeti Devleti demişiz;Türkiye Cumhuriyeti Devleti bizim öz-benliğimiz,bizim kök-paradigmamız,hayatımız,mematımızdır;Türkiye Cumhuriyeti Devleti biz Müslüman Türk Milletinindir,paçalarından kara akan çakallar korosunun asla değildir,banka hortumcusu cilalı hırsızların,kan içici vampir eşkiyanın değildir;Türkiye Cumhuriyeti Devleti bayrağıyla,yasasıyla,TBMM ile,tümüy kurumlarıyla;80 bin camisiyle,bir okadar da imamı ve Diyanet İşleri Başkanlığıyla,yediden yetmişe tümüyle eğitim ve öğretim kurumlarımızla yukarıda sınırlarını çizdiğimiz cennet güzeli vatanımızın en küçücük çakıl taşına kadar biz Müslüman Türk Milletinindir.Maskeli,bizden imiş gibi numara çeken; tapınak şovalyalarının-devşirmelerin asla değildir,asla olmayacakmtır..

Müslüman Türk Milleti,her sene İslâmi iki büyük bayramımızda resmen tatildir;devletimizin tek kurumu açık kalmaz,o gün Müslümanların en büyük bayramlarıdır; her sene 100,150 bin kişi İslâmın şartlarından biri,İslâm dininin farzlarından birini ifa etmek amacıyla Kâbe’ye gider ve hacc farizasını yapar; Müslüman Türk Milletinin seçtiği,baş tacı yaptığı devletimizin en tepe noktasında görev üstlenmiş Müslüman Türk Milletinin başı olması hasebiyle Kâbeye gidip Hac farizasını yapmış devlet adamlarımız var,olacaktır da;Müslüman Türk Milleti’nin en tepe doktada görevli devlet adamlarımız da Cuma namazına gittikleri gibi,İslâm dininin bir mensubu olması hasebiyle beş vakit namaz kılan devlet adamlarımız da var.

Biz,vatanı uğuruna canını bayrama gider gibi feda eden askerimize Mehmetçik,demiş onu en büyük nişanla mertebelendirmişsiz,vatanı,namusu,iffeti,devleti,milleti için ölümün ağzına giren şanlı askerimize,şehid demişiz,şehidler ölmez,vatan bölünmez,demişiz;bizim Allahımız var,bizim Mevlâmız;bizim Hak Kitabımız var,bizim Peygamberimiz var;biz millet olarak müslümanız,devlet de bizimdir,karkalar korosunun değil.

PKK eşkiyasının kahpe kurşunlarıyla şehid vermemiş Müslüman Türk milletinin neredeyse tek bir bacası tüten hanesi kalmadı,kıyamete kadar sürse yine Müslüman Türkiye Devleti/mileti için vermeğe de hazırız,vatanımız Müslüman Türkiye,Müslüman Türk Milletinin kurduğu,ayakta tuttuğu ve ilelebed var kalacak Müslüman Türk Milletinin Türkiye Cumhuriuyeti Devletine sayısızca canımız fedaya hazırdır;bakınız,şehid Mehmetçik Cenaze Namazlarına,kimler yok ki,orada millet var,orada Müslüman Türkiye milletinin devlet adamları vardır;paçaları kirli çakallar,zünnarını gizlemeye çabalayan milliyetsizler de görüyor ve pervasızlaşıyor,iyice dengesizleşiyorlar;karanlık zihinlerinden Müslüman Türkiye Milletinin devletine don biçimeye yelteniyorlar.Biz Müslüman Türkiye Milleti/devletiyiz,onlara karşı susmuyor,susmıyacağız ve onlardan da korkmuyoruz, iyice muvazenelerini kaybetmelerinin ve ağızlarından çıkan sözü kimi zaman duymamalarının nedeni karın ağıralırından;alışageldikleri gibi Türk milletine-devletine kül yutturamadıklarındandır..Geçti Bor’un pazarı sürün eşeği Niğde’ye diyoruz onlara.

Bir daha tekrarında fayda var:
Türkiye Cumhireyiti Devleti Müslüman değildir demek,bu devlet milletsizdir,milleti yoktur bu devletin demekle eş anlamlıdır ki,sözün sahiplerini ele veren bir sayıklama,sabuklama ve bunamadan ibarettir;mezkur sözü sarfeden zümrelerin karın ağırılarının işaretidir;onların gerçekten milletleri,toplumları,cemaateleri,devlet kurumlarını,camileri,imamları,amentüleri,dinin kitapları,peygamberleri yoktur;ölünce büyük hesaba çekileceklerine inanmazlar,çift sıfır çukur olacaklarını inanırlar,böyle dinsiz ve donsuz olmaları sebebiyle bu dünya yaşamında ne kadar çapul yaparsak kârdır,ne kadar yetim malı yersek,ne kadar candan aziz Mehmetçiğimizi şehid ettiklerini ;insanlarımızı terörize ettiklerini düşündükleri oranda kâr sayanlardır;çünkü onların gerçekten milletleri,dolayısıyla devletleri de yoktur,dağdan gelip bağda adam dövmeye yelteniyorlar;onlar ki Müslüman Türk Milletinin 20 milyonu yoksulluk ve açlık derecesinde hayat-memat içinde bizarüret içindeyken tok yatanlardır..

Aklıma geldi:
Prof.Dr.Yaşar Nuri Öztürk Hoca şöyle demişti bir ara:

“Tüyü bitmemiş öksüzün hakkını yiyen,haramla beslenen;kanları zehirli, Allahsız yobazlar”; evet,Hoca doğrunun en doğru tespitini yapmıştır..
Onlarla biz Müslüman Türk Milleti/devleti arasındaki farklardan biri de şu:

Biz önümüze konan üzüm salkımlarının nereden olduğunu sorarız,hakkedilmiş,helâl bir edinim mi,yoksa çapül ve hırsızlıkla mı edinilmiştir?

Onlar,üzümü yeyin bağını sormayın,derler;onların cibiliyetleri gereği tüyü bitmemiş öksüzün,yetimin hakkını yemektir,bizim ana karakterimiz ise öksüzün,yetimin,malül ve mazlumun hakkını teslim etmek,onu himaye etmektir.

Basın yazıyor,on binlerce ev kilisesi ülkemizde misyonerler tarafından açılırken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Müslüman bir ülke değildir,sözünü pervasızca sarfedenlerin karın ağırıları vardır, çoğu çift kimliklidir,yine basın yazıyor,hamile karılarına doğumu ,çocukları ABD vatandaşı olabilmesi için,Amerikalarda yaptırıyorlar,onların cibiliyetlerinin gereğidir bu, Müslüman Türkiye Milletini soyup Amerikalarda sefa çekmek..

Sevgili maydın,genç adam;onların biçtiği donu giymiyen herkes hucu,gerici,yobaz,radikal İslamcıdır;evet onlara karşıt bir düşünceye,onlara karşıt bir inanca ve onların paçalarından akan karaları görüp küllerini yutmayan ben huucuyum,ben radikal İslamcıyım,zerre kadar onları ciddiye almıyorum;zira eşyanın tabiatına uygundur,gelen görür,eden bulur,diyene denir ,biz hep bunu yapar,bunu işleriz;demokratik,hukuk zemininde,kırmadan,dökmeden ve dağıtmadan,kimsenin öz malına ve donuna, dinine el ve dil uzatmadan biz hakkımızı alırız,hakkı söyleriz,gerisi mi? İnce olan yerden kopar,işte o kadar.

Dedelerimden biri Çanakalle’nin bağırında yatıyor;Türkiye Cumhuriyeti devleti/milleti,namusu,ifeti için göüsünü siper edip,ölümün ağzına girmiştir.

Öteki dedem,Osmanlı Ordusu’nda subaydı,Yemen dönüşünde cennet güzeli AnadoluTrakya’nın Millî Mücedele;İstiklâl Harbi’nde mükerreren yaralanıp Gazî olmuştur; mezkur sabuklamaları yapan cibiliyetin ecdadı benim dedelerime;sizin dedelerinize de,hepimizn ecdadına aynı çakal pavlamalarıyla neler demediler ki?
(devamı var)