ADNAN PEHLİVANLAR BEYFENDİYE AÇIK MEKTUP..11.8.2007

ıÜüADNAN PEHLİVANLAR BEYFENDİYE AÇIK MEKTUP..11.8.2007.
Tehir edilmemesi gereken,çok ivedi bir iş uğraşısında olduğum için bu yazıyı biraz geciktirdiğimi ifade ediyor ve yazıda olası yanlış anlaşılma ya da maksadı aşan sözlerin olması halinde peşinen özür diliyor,affınıza sığınıyorum!
Sadede gelmeden önce unutmadan şunu söyleyelim:fikri/düşünce “tartı”şmalarının “tahlil”, “tevil”, “tenkit” ve “teklif” usülüyle yapıldığını vurguladıktan sonra ,sizin bu usule riayet etmediğinizi söylüyor, satır aralarını ve metnin bütünlüğünü,kesitlerini ve çok geniş tarihi atıflara mebni olduğunu,olabileceğini ya algılayamıyor ya da tecahul-i arifanede yektasınızdır ki,bu da ciddiyeti ketmeder!
Bizde kızmaca yok,mahalenin kısa pantolonlu mızıkçı çocukların ahvali de fikri tartı/şmalara soyunan kişilerde olmaz!Sizin kişiliğinize ve daha doğrusu insanoğluna benim derin muhabbetim var,var olmak zorundadır,bunu bana vicdanım,imanım,dinim emrediyor!..
Beyfendi kardeş,özet olarak söylediğim şey, Türk dünyası algısı ya da eskilerin deyimiyle Turan özlemi 150 yıla yakındır konuşulur ve vıdı vıdılanıp nisyana terk ediliyor,bunun nedeni de neopaganist Türkçülerdir,onlar son dönemde kendilerine beyaz Türkler adını veriyorlar ama, -sadece kendi görüşümü söylüyorum-,o makulenin vicdanı zift karası canavarlardır!..
BİRİNCİ SINIF OKUR OLMAK!
Abeceyi ezberlemek,tabelaları okuyabilecek kadar okur olmak,hatta Prof.olmak kolaydır ama ciddi/didaktik;birinci sınıf okur olmak çok zordur ve okur diye nitelenen bir çok ademoğlu da var ki,bilgi anlama kabiliyetinden yoksundur;bu türden insanlarla düşünce tartı/şılamaz..
İsim verilmemişse de konuya ilişkin aşağıda yazdığım metne cevabi yazınız yukarıda kısaca temas ettiğimiz tartı/şma usulüne hiç uygun değil; dahası,kendinizi ilzam ettiğinizin de farkında değilsiniz!
*KENDİNİZİ İLZAM ETMİYOR MUSUNUZ?
Söz konusu yazınızdan şu alıntıyla irdelemeye geçelim:
“Yeni bir Türk Dünyası algılaması geliştirme düşüncesi ile ilgili ortada belirlenmiş hiç bir hedef, ilke yokken köpürürcesine bu saldırı neyin nesidir?” diyorsunuz; farkında mısınız,bu satırlarla kendinizi ilzam ediyor ve beni teyid ediyorsunuz?
Size hüsn-ü zanla yaklaşıyor ve en iyimser bakış açısıyla derim ki, alıntıda,zımnen zihin temrini yapıyoruz,demek istiyorsunuz,sanırım! İyi-hoş da ilke yok, diyorsunuz, hiçbir hedef de belirlenmemiş..Böyle bir zihin temrininin faydasını varın siz düşünün!
*PEKİYİ SİZ NİYE HACI ŞAKİR SABUNUYLA KÖPÜRTÜP YAZINIZI BOCA EDİYORSUNU?:
Pekiyi genel çerçevede benim yazdığım yazıda da bu minval üzere Türk dünyası deyiminin hedefsiz,ilkesiz;şuyuu vukuundan beter şeklinde değerlendirip yaklaşık 150 yıldan beri içi boş,laf-ı güzaf dememe siz niye Hacı Şakir sabunuyla köpürtüp öfkeye boca ediyorsunuz yazınızı?..Kanıtlanmış bilgiyle planlanamamış, projelendirilmemiş dünya çapında ki bir meseleyi misket yuvarlar gibi konuşulması acı/gülünç olmaz mı?
Dost,Pehlivanlar,siz bilgi anlama dersine çalışsanız ve tartı/şma usülüne de riayet ederek neyi savunduğunuzu, hangi hedefe ok ve adım attığınızı,yol haritanızı çizip belirleseniz iyi olmaz mı?
Üşenmeyin,alın okuyun, -çok derin bir meseleye ilişkin-, aşağıda yer alan benim metnimde de bunu 150 sene öncesinden dedelerimizin de yaptığını ve zaman zaman konu yoğunlaşmış ama her zamanda boş olmuş,laf-ı güzafta kalmış,diyorum kısaca!
Konunun tarihi arka planı gün yüzüne çıkarılıp değerlendirilmediği gibi,günümüzün zaman,zemin,imkan denklemi de tespit edilmemiş, köy kahvesi sohbetlerinde duman-ı güman edilmiş bir meseleye özet mahiyetinde bundan önce yazdığım metinde vurgulayıp tarihi arka planına da atıfta bulunduğumu arif olanlarca malümdür,öyleyse siz niye köpürüyorsunuz?

*FECİ ŞAK KÜNDE YEMİŞ BİR MİLLETİZ BİZ!

Pekiyi ya şu cümleniz:
“Kim kafatasçı?
Kim neo-paganist?
İslam-a ve Müslümanlara zulüm eden kimler?”
Bu soruları halim-selim bir halet-i ruhiyeyle değil,hop oturup çala kalem yazmış, hiç düşünmeden hop kalkmış ve sallayıp sirkelemişsiniz yazınızı,bu çok kesin!
Böyle bir soruyla siz Türkiye’nin olanca karmaşık ve çok derin süregelen gündemine vakıf olmadığınızı da açıklamış olmuyor musunuz?
“Kim kafatasçı?” şeklinde sorarken gerçekten ciddimisiniz?Ayrıntılara yer vermedim tabi,ama Türkçülerin en önde gelen fikir babalarının oğullarının tanıklığıyla yazdığım metini de görmediniz mi,yoksa görmezden mi geldiniz?Size sadece bir kaynak gösterdim,atıfta bulundum!
Adnan Pehlivanlar bey,fikir meydanında peşrev çekmenin bir adabı vardır ki, okuyan yazandan arif değilse o sözün hiçbir kıymeti harbiyesi olmaz!
Ve şak kündeye gelenin peşrev atması mümkün mü?Köy kahvesi sohbet seviyesinde konuşulan ya da alınan uluslararası boyutta ki bir meseleye habbe kadar bir ivme kazandırmayacağı çok kesin,üstün,vasıflı,liyakatlı,ehliyetli bir milli şuur gerekli ki,biz bu vasfımızı yitireli çok zaman oldu..Feci bir şak künde yemiş bir toplumuz biz!Ve bir türlü de ayıksayıp torunlarımız için tohum ekme bilincini kuşanamıyoruz!
Senin yazdığın metinlerin içeriği konuya habbe kadar katkısı olmadığı gibi , sorduğunuz suallerin de ya meseleye vakıf olmadığınızı ya da işi yokuşa sürmek arzusundasınız ki,bu her iki şık ayıptır!
Sosyolojik bir terim olan “neo-pagan”istlerin ve halk diline yakın bir başka deyimle “kafatasçı”ların kimler olduğunu sormak bize göre abestir; zira söz konusu makuleyi 80 yaşına dayamış köylü amcam da biliyor!
NEOPAGANİST/KAFATASÇILAR MI KİM?
Neo-paganistlerin en önde gelen fikir babalarından Nihal Atsız , 4 Mayıs 1941 tarihinde oğlu Yağmur Atsız’a hitaben yazdığı vasiyetnamesinin bir bölümünden mealen iktibas edelim:
“Yağmur oğlum,
Bugün tam birbuçuk yaşındasın.Vasiyetnameyi bitirdim,kapatıyorum.Sana bir de resmimi yadigâr olarak bırakıyorum.Öğütlerimi tut iyi bir Türk ol,(..) Kürtler,Zabalar,Çerkezler,Abazalar, Boşnaklar,Arnavutlar, Pomaklar,Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler, Çingeneler içeriki düşmanlarımız.Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için iyi hazırlanmalı.Tanrı yardımcın olsun.Atsız..”
Mezkur iktibasta yer alan neopaganisti oğlu kafatasçı olarak tesmiye ettiğini bir önceki yazımda kısa temas etmiş,kaynağını da vermiştim,siz niye köpürüp kim kafatasçı,kim neopaganist,diyorsunuz?
Ben sizi tanımam,şahsınıza yönelik bir gayzım da olamaz,mezkur konuya ilişkin çok kısa bir metinle katılıp,hazır konfeksiyon misali bir elbise dikip taktim ettim,bedenine uyan giyinebilir elbette..
Mezkur iktibasta yer alan faşist mantığa sahip olanlara neo-paganistler, kafatasçı Türkçüler denir yalın olarak,Jontürk ve İttihatçı komitacılardır beslendikleri kaynak,Jöntürkler ile İtihatçı komitacılar da siyonizmin döl yatağında peydahlanmışlardır,bu zümreler Osmanlı Cihan Devleti’nin köküne kibrit suyu dökmüşlerdir!Bu damardan beslenen süret-i haktan görünen nice hırtoğlanları bugün de vardır ki,cennet vatanımız Türkiye’nin tüm kazanımlarını hortumluyor,haraç mezat satıyor ve halkımız bunları bilmiyor!..
*İŞTE BUNLAR KAFATASÇI NEOPAGANİST TÜRKÇÜLER/DİR:
Buram buram Selçuklu bir ismi tedai ettiren Tekin Alp ismindeki çıfıtın asıl adı Moiz Cohen’dir, işte bu çıfıt, Türkçülüğün babası sayılır,maksadı belli; Türkiye’de başımızdan aşağı devirdiği cehennem kazanlarını anlatmaya da değmez,bilgiye ulaşmak istiyenlerin yolu açık!.
Mesela Humbaracı Ahmet Paşa adıyla maruf hergelenin asıl adı Kont de Bonval’dir,Müslüman Türk gibi rol üstlenip Osmanlı’nın köküne kiprit suyu döken casuslardan sadece biri, aslen Fransızdır..
Öte yanda,Polonya Yahudilerinden Constantin Berjonski adındaki çıfıtın da müstear ismi Mustafa Celalettin Paşa’dır,komunist şair Nazım Hikmetof’un dedesi olur..

A. Wambery, Leon Cahun, Cemaleddin-i Afgani, Hüseyinzade Ali, Ağaoğlu Ahmet, Yusuf Akçura, Ziya Gökalp! Bu kişilerin hepsi neopaganist Türkçü öncü makuledendir!
Listeyi uzatmamıza gerek yok;bizim yaklaşık olarak iki yüz yıllık tarihimizin büyük çoğunluğu yalandır ve bu yalan heyülasında kahramanlar cüce,cüceler de kahraman olarak beynimize kazıtılıp ezberletilmiştir!Bu konuyu tarih işportacıları değil,büyük tarihçi mimarlarca gün yüzüne çıkartılabilir ancak ve yeni bir milli bilinç gerekiyor..
*SADECE TÜRKİYE’Yİ DEĞİL,TOP YEKÜN TÜRK MİLLETİNİ-ÜMMETİ MUHAMMEDİ BÖLÜYORLAR..
Nihal Atsız’ın oğlu Yağmur Atsız beyin babası için kafatasçı nitelemesinin kaynağını bir önceki yazıda verdim,zahmet buyurup edinin mezkur eseri ve aydınlanın!
Neo-paganist Türkçülerin fikir babası Nihal Atsız’ın oğluna vasiyetnamesinde zikrettiği topyekün Türk Milletini/ümmeti Muhammedi teşkil eden etnisitelere nasıl bir gayzla baktığını ürpererek dehşete düşmez misiniz?
Düşman diye nitelendirilen hepsi İslam iman ve itikadıyla mayalanmış, hepsi Türk Milleti ve Türkiye’nin kurtuluşu ile kuruluşunda tek yürek,tek bilek,tek iman olmuş mezkur etnik alt kültüre mensup toplumları çıkardığınız zaman kim ve ne kadar kalır,Türkiye’nin hali ne olur hiç düşündüğümüz oluyor mu?
*GÜNÜMÜZÜN NEO-PAGANİST KAFATASÇILARI DEĞİL Mİ BUNLAR?
“Kim kafatasçı? Kim neo-paganist?” suallerinize daha da beliği cevaplar verelim:
Türkçe ezan istiyenler kesinlikle neo-paganisttirler! Zira ezan ne Arapçadır dendiği gibi, ne de Türkçe olması mümkündür? Adı üstünde ezan-ı Muhammedi’dir, zira yüce İslam vahy edilmezden önce de Arapça lisanı vardı ama ezan yoktu,Kur’an-ı Kerim de İslam dinin ilahi vahy kaynağıdır,kabül etmekle/iman etmekle mü’min,inkar etmekle kafir olma seçeneği de Cenab-ı Hakk kullarına bırkmıştır, Ebu Cehil ve hempaları Arapların kralıydı ,en seçkinleriydi ama kuduz,kuduruk kafirdi ve akibetleri de bellidir,bu kuduruk kuduz kafirler kadar Allah indinde hakk din İslama düşman olanlar yok dense de,günümüzün kuduz kuduruk kafirleri Müslüman Türk maskesi ile cennet güzeli vatanımız Türkiye’nin altını kazıyorlar!
Bir tv’nin ana haber bülteninde izlemiştim,hot-zot makamı zınk dokunulmazlığa sahip bir bürokrat Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yaptığı bir inceleme/teftişte,tek bildiği dil Kürtçe ile derdini aktarmaya çalışan yaşlıca Kürt bir kadını çok çirkin bir şekilde azarladı, “çek git karşımdan,önce Türkçeyi öğren de gel konuş..”diyordu ki,bu neopaganist Türkçü tavırdır, bin yılı aşkındır birlikte tek iman,tek inanç ve tek bir millet şuuruyla yaşadığımız Kürt vatandaşlarımızı, soyu Nemrut’a dayandığını söyleyen Marsist-Leninistlere/neopaganist Kürtçülere yöneltmiş ve T.C.devletinin vatandaşlığından soğutmuştur!Kürt halkı şimdi biz vatandaşlarına küs,ruhlarımızda oluşturulan neopaganist grabenleri ünsiyet köprüleriyle gerdanlamamız çok zor!
Tek bildiği dil Kürtçe ile derdini anlatan vatandaşımız Kürt kadınına gayz ile muamele eden naneopaganist Türkçü değil de, Müslüman bir Türk bürokratı olsaydı,derhal o kadınla konuşmak,derdini dinlemek için tercümana başvurur ve Kürt vatandaşlarımızla ünsiyet kurardı..
Kürtleri kaybettik,OrtaAsya Türk Cumhuriyetleri ile el ele,gönül gönüle dostluğu kuramadık,1990’lı yılların ilk yarısında yüzyıllarda bir ele geçebilen fırsatları neopaganist/kafatasçı Türkçüler yüzünden kaçırdık,o tarihte SSCB çözülüp yeni bir yapılanmaya giderken kürsel bir güç olma imkanı taşıyan Türk Dünyası inşa edemedik,edemezdik de,zira analitik bir milli bilinç ve bilgi birikimimiz yoktur,bilginiz kadar güçlüsünüz!..
OrtaAsya Türk Cumhuriyetleri’ni Rus boyunduruğu altında ve Çin-Rus yörüngesinde nisyana terk ettik,aynı süreçte Doğu Almanya asıl yerini almıştır ki,Alman’nın analitik milli şuur ve bilgisi sayesinde olmuştur bu!.
Yeterli analitik milli şuura sahip olsaydık şayet, OrtaAsya Türk Cumhuriyetleri ile değil sadece,topyekün Küresel bir İslam Dünyası bloğu inşa edebilirdik,edemedik zira neopaganist Türkçü zihniyetin kendini unut benim gibi ol dayatması vardır,oysa o denli özde birlikteliklerimiz çok ki mezkur ülkelerle,eşit ve adil zeminde eğitim,sağlık,siyaset,finans,ticaret ve özellikle de savunma sanayiinde büyük organizasyonlara öncülük edebilir ve İslam Dünyası’nın da kalpgahı Türkiye olabilir/di!
Beni boşverin,birinci sınıf okur olanlarca malüm,bu potansiyeli Türkiye’nin taşıdığını ABD,İngiliz,Alman stratejyenleri,siyaset bilimcilerin yazıp çizdiklerini bilir,aman Türkiye’ye göz açtırmayalım,nevi şahsına münhasır neopaganist Türkçü laikçi yularını gevşetmeyelim,diyorlar kısaca!..
Bu yazıya oturmazdan önce,daha dün, bir İngiliz siyaset bilimcisi verdiği mulakatta -Avrupa basınında yer almıştı-,Türkiye’nin laikçi sistemini övüyor,laikçi/neopaganist Türkçülere destek verilmesi gerekleri üzerinde duruyor,ahkam kesiyor,Türkiye’ye don biçiyordu! Bu mebzul miktarda mevcuttur..

*GÜNÜMÜZDE PROTPTİP NEOPAGANİST TÜRKÇÜLER LİSTESİNE DEVAM EDELİM:
T.C.devletinin Başbakanlık köşkünde Hahamlar,Mason üsdadıazamları, Patrikler,Papalar misafir ediliyor,edilebiliyor da,İslam bilginleri,Hocaefendiler misafir edilince laikçi düzenin üşütüp zatureye yakalndığını,sereserpe ölümcül yataklara düştüğünü pavlayanlar,başta laikçi hırsız patron medya neopaganist Türkçüdür!
Türk olduğu bilinen ve öyle tanıtılan Türkiye Sanayici ve işadamları,hani Patrik Barhtalemeo’nun eteğini tazim ve büyük bir vecdle yüzüne,gözüne süren rantiyeci soyguncu ve kravatlı talancıların hepsi neo paganist Türkçüdür;her sene 50 milyar dölardan az olmamak üzere Türk Milletinin çocuklarının ekmeğini,geleceklerini faiz ve tefecilikle ceplerine indiren vicdansızlar,neopaganistlerdir!
Devam edelim,Cuma namazına kadınlar da katılsın vaveylasını koparanlar neopaganistlerdir,kendi deyimleriyle beyaz Türkler,asıl ve esasta neopaganist Türkçülerdir!
Pat diye belleğimin ekranında yansıdı;tanga giysileriyle Amerikan İstanbul Büyükelçisi bayan Deborah Jones’i de koluna takıp erkeklerle birlikte Cuma namazını kılmaya yeltenip İslâm’ı sulandırmaya, Müslümanları tahrik ve proveke etmeye çalışanlar; ne denli zift karası kör ve pervasız cahiller olduklarını selim akıl sahiplerince malüm,bunun yanısıra cenaze namazını tersinden ve amuda kılmaya kalkışan boyalı topsalar da neopaganist Türkçüdürler.
Dedeleri eli tespihli,hacı takeli,nineleri başı örtülü hace olduğunu ama dini siyasete alet etmediklerini dile getiren, T.C.Devleti’ni hırsızlıklara,rantiyeye,faiz hortumuna,suistimale alet edenler neo-paganistlerdir!
Türk kızlarının önüne tuzak kurup genel evlerinde rezil eden Ermeni Dudusu Matilt Manokyan’a vergilendirilmiş kazanç kutsaldır kavaldan zurna peşrefi fetvasıyla devleti temsilen vergi rekortmeni madalyası ile ödüllendiren zihniyet neopan ve kafatasçı Türkçülerdir!
Peygamberimizin kutlu doğum haftasının kutlanmasına kırmızı görmüş İspanyol öküzü gibi boynuz parlatanlar da Müslüman Türk maskesi takınan neopagan ve kafatasçıdırlar!
Bir dönem Milli Eğitim Bakanlığı Müfredat Programı’nda da yer almıştı,Türklerin atası ilk insan,ilk peygaber,beşeriyetin babası Hz.Adem değil de, ayakları öküz ayağı gibi,omuzları samur gibi,göğsü ayı gibi,başı kurt gibi olan karakonçolos olduğunu,Türk ırkının bu karakonçolostan neşet ettiğini iddia edenler,batılı oryantalistlerin uydurdukları masalları gerçek tarih imiş gibi kabül edenler de benim nazarımda neopaganist Türkçülerdir!
Küresel eşkiyanın projeleri olan 27 mayıs 1960 cunta darbesinden 28 şubat postmodern cünta darbelerine kadar tüm cünta darbelerinin müsebibleri ve dış güçlerin uzantısı olanTürk maskesi takınıp,Türkçe konuşan laikçihırsızpatron ve arkaladığı medya da neopaganist Türkçüdürler!.
28 Şübat postmodern cünta darbesinin bir numaralı aktörleri Jinsa tarafından üstün liderlik ödülüyle taltif edilmişlerdir,mezkur darbenin ardından kurulan koalisyonda ekonomiden sorumlu bir bakanı Cotarelli’yi,sonrasında da IMF tahsildar memuru Amerikalı Derviş’i Türkiye’nin başına dervişleyenler, Amerikalı Derviş’in Güçlendirilmiş Ekonomiye Geçiş Programı ile hazineden 100 milyar döları talan edenler,22 kamubankasının dibini delip içini boşaltanlar ve yine Amerikalı Derviş’in 15 Günde 15 yasa ile devlet içinde devlet/beylikler yaratanlar da neopaganist Türkçülerdir..
Cumhurbaşkanı seçimini doğal zemininden çıkartıp rejim müşkülünü yaratanlar,seçimin erkene alınıp halkın kesin kararına rağmen yine cumhurbaşkanı seçimini sorun yaratıp gerginlik çıkaranlar da neopaganist Türkçülerdir..
Türkiye’yi eyaletlere bölmeye ve yutmaya çabalayanlar da neopaginist Türkçülerdir!
Doğu Türkistan’da 65 milyon dindaşımızı,soydaşımızı ezim ezim ezen,zülmeden Çin gavurunun devlet başkanına T.C.devleti madalyası verenler neopagan/kafatasçı ,vicdanları zift karası beyaz Türkçülerdir!
*TÜRK DÜNYASI GÜNEŞ DİL TEORİSİ SAÇMALIĞINA DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR..
Ağzı var dili yok ibadullahtan biz Türk Milleti de bu zift karası vicdansız makulenin elma şekerini bir asırdan fazla yalar,duruyoruz.Yalan mı Adnan Pehlivanlar?
Kendimi de katarak diyorum ki, Türk Dünyası ya da Turanı değil bu kafa yapımızla biz turşu bile kurmak için algı melekesine sittin sene sahip olamayacağız!
Bunlar ilk solukta aklıma gelen neopaganistlerdir,siz analitik aklınızı ve ehil vicdanınızla düşünürseniz neopaganistlerin listesini uzatabilirsiniz.
Ve tekrar sadede gelirsek..

*İSTANBUL TÜRKÇESİ Mİ DİYORSUNUZ?HANİ NERDE?
Türk dünyası kavramı ölü doğmuş bir cenindir! Yine Yağmur Atsız bey,bir köşe yazısında, Türk Dünyası ya da diğer adıyla Turan’ın ciddiye alınması için ilk yapılması gereken şeyin OrtaAsya Türk Cumhuriyetleri ile tercümansız konuşup anlaşmanın çaresine bakılması gerektiğini yazmıştı!
Evet,çok derin ve ilk çetrefilli sorunumuz bu!Batı Türkleri’ne göre,yani bizlere göre ortak Türkçe lisanımız İstanbul Türkçesi olmalı derken,hiç hesaba katmadan OrtaAsya Türk Cumhuriyetleri halklarına dayatma mantığıyla yaklaşıyoruz!
İstanbul Türkçesi ile ilgili çok güzel şeyler söylemek mümkün ama bu güzellikler bize ilişkindir,ortak bir paydada nasıl buluşacağız,sorusunu sormuyor,çareler de üretmek için habbe kadar gayretimiz yok.Ne var pekiyi,elma şekeri yalama ve yalatma var,yersen!
Kaldı ki, günümüzün İstanbul’unda; çarşı-pazarında -kuşa çevirilmiş-, Türkçe lisanının İstanbul Türkçesi olduğunu sananlar,yalatılan elma şekeriyle beyinleri bir hayli dumur olmuş demektir;İstanbul Türkçesi yazılı yüksek edebi lisanı ihtiva eder ki,1930’lu yıllarda teneşire konulmuş ve 1940’lı yılların sonunda da gasledilip cenazesi kılınmıştır!
İstanbul Türkçesi 19.yüzyılda 100 bin kelimelik lügate sahipti,dünyanın en güçlü yazılı yüksek edebi lisanıyken, ölünceye kadar Türk Dil Kurumu’nun başında bulunan Ermeni Milliyetçisi Agop Dilaçar ve avanelerinin arı Türkçe operasyonlarıyla dilimiz kekemeleştirildi ve kuşa çevrilmiştir,günmüzde en çok tanınan yazarların kullandıkları sözcük 200’ü geçmezken örneğin bir Türk aydın-yazarlarında Ahmet Hamdi Tanpınar,Necip Fazıl vs 7 bin kelimeyle yazıp eser yaratmışlardır!
Şehit büyük dedelerimizin mezar taşlarını niçin okuyamıyoruz?Dahası benim yazdığım vasat bir İstanbul Türkçesi niye uslup sorunu olarak değerlendiriliyor burada?
Refik Halit Karay’ı,Yakup Kadri’yi,N.F.Kısakürek’i Mehmet Akif Ersoy’u bile okuyup anlıyamayanlar İstanbul Türkçesine vakıf olduğunu söylemesinler,ayıptır!
Ömrü boyunca Türk Dil Kurumu’nun başında bulunan Ermeni milliyetçisi Agop Dilaçar’ı hiç duymamış olanlar da kül yutan elma şekeri yalayıcısıdırlar!
Çok zeki,allame rollerle, Kazak,Türkmen,Kırgız ,Azerilere ağabilik taslayan bizler paçamızdan akan karaları görmüyoruz!Biz niye onların ağabisi olalım ki?Onlardan üstün yanımız mı var?
Türkmenlere,Azerilere,Kazaklara , Kırgızlara ağabilik taslayanlara da ben neopaganist kafatasçı Türkçüler derim!
*TARİHTE ONLARCA DEVLET KURMAK BİR MATAH OLAMAZ!
Sevgili kardeş,Pehlivanlar,şu satırlarda size ait:
”..Buradaki ana hedef tarihte onlarca devlet kurmuş, bu devlet çatıları altında bir çok değişik milleti barış ve huzur içinde yönetmiş Türk Kültürünün yaşatılmasıdır.”diyorsunuz ve mezkur alıntının kuvvetle ihsas ettiğine göre Türk Tarihi’ni yekpare bir fenomen içinde algılıyorsunuz!
İnanın bana bu fakir-i pür taksir azımsanmıyacak kadar tarihi eserleri okumuş ve halen okuyan biridir!
Lütfen dikkat edin, alışıla gelen feci bir yanlışı sizde ezberinizle söylüyorsunuz; tarihte onlarca devlet kurmak hiçte arzulanan bir şey değildir,bir matah da değil ve büyük bir başarı diye kabül edilemez,zira onlarca devleti kuranlar aynı zamanda onlarca devleti de yıkıp batırmışlardır!Kuruluştaki azim ve olanca gayretin mukabilinde yıkılışta da kahır , acı ve yokoluş,varolmaMak da yatar!
Sizin deyiminizle,kurulan onlarca devletin çatıları altında çok değişik milletleri barış ve huzur içinde yönetildikleri deyimi çok genel bir söylem,fakat gerçek yanıyla tarihi derinlemesine okursak eğer, öylesine vahşetler de işlenmiştir ki,dudaklarımız uçuklar!
Barış ve huzur ancak doğal hukuk ve adalet ortamında hayat bulur ki,
örneğin Selçuklular ile Osmanlılar,onların öncesinde Abbasiler,Emeviler’in kuruluş temelleri doğal hukuk ve adalet üzerine inşa edilmişlerdir; ancak,hukuk ve adaletten inhiraf ettikleri dönemlerde huzur ve barışın da canavarların pençesine geçmiş ve vahşetler işlenmiş,vakt-i merhun gelince de yerleyeksan olmuşlardır!
Osmanlı Cihan devleti, Selcuklular, Abbasiler,Emeviler ve bu arada daha nice Müslümanlığın yüzakı küçük,orta,büyük ölçekli devletlerin beslendikleri ana damar,izlek üzerinde de özellikle günümüzün neopaganistlerince şeytanca ketmedildiğini,karartıldığını söylemeliyiz!

”Türk Kültürü matematiksel bir dizin özelliğine sahip dilidir, Müslümanlığı en iyi yaşamasıdır, hoşgörüsüdür, kahramanlığıdır, tarihidir....” şeklindeki genel ifadenizi ben bayram-seyranda köyüme gittiğim zaman köylü dede ile amcalarımdan da mebzulen duyuyorum ki,mezkur alıntının içeriği bir hayli elmalarla armutları karıştıran yapıdadır!
Size ait mezkur alıntının kıstası nedir?Özgün kaynağınız nedir?Kuyuya atılan kayayı çıkarmak yerine, kabüllenmek ve kayaya yücelik atfetmek söz konusudur ki bu tür zuhül eserinde son devrin biz Müslüman Türklerin üzerine yoktur;hayalin fehmi yanı bizde dumur olmuştur, bilinçaltımıza kadar vehim heyülasıyla malül olmuşuzdur ki,analitik akıl sahiplerince malümdür.
*ZALİMLER –GÖRÜNÜRDE- ABEDE’LİERDİR!

”..Öfkesi olanlar, bu öfkelerini Afganistan-daki, Irak?taki ABD-lilere,
Balkanlardaki Osmanlı Kültür Eserlerini yok eden Suudilere kussun.” şeklindeki sözlerinize gelirsem,sahi siz yeni yetme biri olmayasınız,diye geçiriyorum içimden; hani mahallenin dağ deviren ağabisi ,bilge ağabisi filan isen eğer, size sadece küçük kardeşim nazarıyla gülerim!.
Ülke çapında,hatta dünya çapında tartı/şıldığı varsayılan bir meselenin bu denli avami uslup ile nasıl bir ivme kazandırabileceğiz?
Iskalamadan biraz baştan alalım konuyu:
Sevgili dos Pehlivanlar,Afganis’tan ve Irak’ta insanlara zülmeden görünürde ABD-Anglo Sakson-Siyonist küresel koalisyon eşkiyasıdır ama esas ve asıl zülmeden ve zalim olanlar adı zikredilen ülkelerin uzantıları süret-i haktan gözüken oranın neopaganist kafatasçı elitleridir!
Ve zülüm sadece adını zikrettiğiniz ülkelerde de değil,top yekün 1.5 milyar İslam dünyasıdır;(bunun içinde ve belki tamda kalpgahında bulunan bir türlü bir adım bile atamıyan,100 yılı aşkındır bir ivme kazanamayan,sanal ve alıklara elma şekeri ustureleşmiş Türk Dünyası da mevcuttur.)
*ZALİMLERE TÜRKİYE DE TESTEK VERMİYOR MU?
Kanla beslenen,masum sivil Lübnan halkını ve on günlük bebeleri füzelerle katleden Siyonist İsrail’e karşı hakşinas, hamiyetperver milletimiz infialdeyken;Türkiye devlet iradesi olarak destek vermiyor mu?
En belirgin 1994 yılından bu yana ve dönem dönem yavaşlayan ama hiç eksilmeden devam eden Türk-İsrail askerî ortaklıklar bugünlerde hiç olmasa niçin sorgulanmıyor?
Türk M-60 Tanklarımızın modernizasyon paketleri ve dolayısıyla milyonlara,milyar dölarlara tekabül eden ödeneklerimizi niçin gözden geçirmiyoruz?!
Bebelerin kanını döken;eli kolu boş masum sivil halkı katleden,edinimlerinin tümünü yerle yeksan eden kudurmuş çıfıt İsrail’e Türkiye, askerî, güvenlik, ekonomik anlaşmalarla tam destek vermiyor mu?
Savunma anlaşmaları,milyarlarca dölarlık tank modernizasyon anlaşmaları,istihbarat anlaşmaları,28 Şubat post-modern darbe sonrasında ortak tatpikatlar..
Çıfıt-Siyonist lobilerine ve onların denetimlerindeki kadrolara teslim edilen Türkiye’nin iç ve dış politikalarının başımıza ne gibi belaları sardırcağını niçin sormuyor, sorgulamıyoruz?
Siyonist-çıfıt İsrail ve onun hamisi,dünyanın kabadayı kovboyu ABD’nin İran ile Suriye’ye planladıkları saldırılar,Türkiye’nin Doğu ile Güneydoğu Anadolu’da yerleştirildiği yazılıp çizilen füze sistemleri ve Çıfıt-İsrail’in elektronik dinleme istasyonlarını niçin (dönememiş,dönemeyen) Dönme Türk medyasında yer almaz,niçin kimse bunu sorgulamıyor?!
Soylu,asil ve hamiyetperver,kök paradigmalarında hakk nakşedilmiş Müslüman Türk milletimiz bundan haberdar mı?!
Türkiye’nin Doğu ile Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde çıfıt İsrail ile onun hamisi dünyanın kabadayı kovboyu ABD, radar sistemleri,tank savar füzeleri,insansız uçakları konuşlandırıldığına ilişkin yazılanların ne kadarı doğru bilemiyorum; ama bunu da kimselerin sorgulamaması ürkütüyor beni!!
Türk F-16’lar için havadan karaya Popeye Fuzelerinin satışının anlaşmalarıyla ilgili milletimizi aydınlatacak çatal yürek bir yetkili yok mu? Türk F-16’lara satıldığını okuduğumuz havadan karaya Popeye Fuzeleri kimleri,hangi ülkeleri bombalamaya hazırlanmaktadır?!
Filistin ve Lübnan’da masum bebeleri,sivil halkı katleden Çıfıt-Siyonist İsrail’in uçakları Türkiye’nin hava sahasında eğitim görmüşlerdir!!
Türkiye Hava sahası’nda eğitim uçuşları yapıp geri dönen Çıfıt-Siyonist İsrail’in pilotları ve uçakları şimdi Lübnan’da on günlük bebeleri ve sığınaklarda sivil masum halkı bombalıyorlar!!
Cennet güzeli vatanımızın bir köşesi Konya’da 20 bin kilometrekarelik sahada yüzlerce uçağın katılımıyla yapılan nükleer saldırı tatpikatında, ABD,İsrail ve NATO pilotlarının ( bir insanlık faciasına sebeb olabilecek vahşetin hazırlığının) bu silahlarının nasıl kullanılacağına ilişkin eğitildikleri yazılıp çizildi; bu meşum haberlerin doğruluk payı nedir ve hangi ülkeleri hedef almaktadır?!
Doğu Akdeniz’de;Suriye sahillerine yakın yapılan ABD-İsrail-Türkiye tatbikatları hangi ülkeye saldırı hazırlığıdır?!
Anadolu Kartalı’nın şimdi Lübnan’ı bombaladığı ileri sürülen iddiaların gerçek boyutunu bilen var mı?
Türk Özel Timleri İsrail’in Negey Çölü’nde ne işi var?Bu tür haberlere ilişkin Türk Milletini bilgilendiren bir yetkiliye rastlayan var mı?
Çıfıt İsrail’in ekserî uzmanları Suriye-İran sınırlarımızda kimleri ve hangi akrepleri eğitiyorlar?!Bu tür haberlerin gerçeklik payı ne kadardır,bilen var mı?
Bakü-Ceyhan’ı İsrail’e bağlamak için,Ceyhan-Aşkelon-Eilot Boru Hattı için hangi dalaveralar döndürülüyor?
İsrail Genelkurmay Başkanı Dan Halutz’un İsrail Komandolarını Bolu ve Hakkari’deki Dağ Komando Birlikleri’mizde eğitilmeleri talebi ne durumdadır?
Sınır komşu ülkemiz İran’a yapılması planlanan saldırıda İsrail uçakları Türkiye’de ve Kuzey Irak’ta iniş yapıp ikmallerini gerçekleştirileceklerinin haberlerini duyan var mı?!Bu haberler doğru mudur?
Kardeş, Adnan Pehlivanlar bey, salt Afganistan ile Irak’taki zulümleri ve zalimleri görürsek çok yanılırız..Ben şimdi size soruyorum,Türkiye’de 20 yıldır zülmeden kimdir? PKK’ya silah desteğinde bulunan Türkçülerin kimler olduklarını biliyor muyuz? PKK denen kahpe yılanın Ankara’nın göbeğinde kurulduğunu bilenimiz kaç kişi?
Kara katil A.Öcalan yargılandığı süreçte,göbeğini ayı gibi o malüm kavanozda kaşıyıp yargıçlara şu mealde dememiş miydi?:
“Ben, Ankara’ya okumak için geldiğimde,bir örgütün lideri olacağımı aklımın ucundan bile geçirmiyordum; Türk Milleti’nin karşılarında hürmeten çeket iliklediği en yetkili,en tepe makamlarda bulunan,dokunulmazlıklara sahip olan devlet adamların desteğiyle örgütü kurdum..”şeklindeki ifadesini Mısır’daki sağır sultan duydu ama elma şekeri yalayıp beyni betonlaşan biz Türk Milleti duymuyoruz, görmüyoruz,algılamıyoruz,idrak edemiyoruz!

*OSMANLI İSLAM KÜLTÜR ESERLERİNİ NEOPAGANİST TÜRKÇÜLER KADAR KİMSE YIKMAMIŞTIR!
Kardeş, Adnan Pehlivanlar devam edelim:Tekamül etmiş yaşlara merdiven dayamış biriyseniz eğer, “..Toplantı için ben adım attım. Bir adım da sizlerden bekliyorum.Adnan Pelvanlar” şeklindeki hüküm cümlesiyle attığınız adımla turşu bile kurulamıyacağını korkarım çok geç anlıyacaksınız.
“..Balkanlar’da Osmanlı Kültür eserlerini yıkan Suudiler..”şeklindeki yargınız habbe kadar doğru bir yanının bulunduğunu kabul etmekle birlikte,size şunu söylemeyi boynumun borcu bilirim:
İnsanoğlu böyledir işte,kendi gözündeki merteği görmez de karşısındakinin gözündeki çöpü görür ve ayyuka çıkarır!
Suudi Amerika’ya zifos sıçratmadan önce kendimizle yüzleşip hesaplaşmalıyız, Türkiye yakın tarihini irdelersek , Osmanlı Kültür eserlerini dünyada en çok yerleyeksan eden bizleriz,yani Türlerdir!Bu vahşiyane yıkım halen sürüyor,Selçuklu,Osmanlı şah eserleri baykuşlara gam mekanı haline terk edilirken,millatan bilmem kaç bin yıl öncesine ait eserler kayıt altına alınıyor,olduğundan bin kez allanıp pullanıyor,koruma altına alınıyor!
Hele hele Bizans’a ait bir kiremit parçası bile olsa milyonlarca ytl harcanıp abideleştiriliyor!
Sevgili dost Pehlivanlar,ülke genelinde Selçuk ve Osmanlı şaheseri on binlerce cami,köprü,kervansaray,çeşmeyi Suudi Amerika değil,neopaganist Türkçü zihniyeti yerle yeksan etmişlerdir!
Yakın tarihe kadar Türkiye’de üniversitelerde Mimarlık fakültelerinde cami mimarlığı okutulmazken gavurun mabedleri okutuluyordu!
Dahası,sayısızca Osmanlı Mezarlıklarını Suudi Amerika değil,neopaganist Türkçü zihniyet yerleyeksan etmiştir;bir tek istisnası var , o da İstanbul’da bulunan Bülbül Deresi mezarlığına neopaganist Türkçü zihniyet sahiplenmiş,onu yerleyeksan edememiş,etmemiştir; sizce niye?
*MİLLETİN MAYASI KAN DEĞİL,DİNDİR!
(Bu başlık altında,aşağıda okuyacağınız yazı ,bir zamanlar neopaganist Türkçülerle yaptığım polemik yazı serisinin birinci bölümünü taktim ediyorum)
Yüz yılı aşkın bir sürede gelişen siyasi tarih incelendiğin de,Batı kültürlerinde nation karşılığını biz de millî/millet ile örtüştürülerek tevil edilmiştir.
Millet,Kur’anî bir kavramdır ve aynı dinden olanları içerir;19. yüzyılda gelişen Batı/Haçlı sömürgeciliğinin ırk üstünlüğüne dayalı siyasî akımların tesirinde kalan Batı öykünmecisi Osmanlı aydınları da ırk üstünlüğünü içeren nation kavramını İslâm dünyasına taşıyıp tevil ederek,millet kavramıyla örtüştürmüş ve aynı imanı paylaşan,dinen kardeş olan;aynı millet olan İslâm ümmetini ırk üstünlüğü zehrini enjekte etmişlerdir.(1)
Mezkur cereyanların bize yansımalarının bir örneğini,yukarıda kısaca temas ettiğimiz Nihal Atsız’ın 4 Mayıs 1941 tarihinde oğlu Yağmur Atsız’a hitaben yazdığı vasiyetnamesinin içeriğindedir.
Mezkur alıntının karşısında,ırken Türk olmayan ve dedelerimden biri, bu aziz vatan için Siyonist/haçlı taaruzlarına karşı göğüsünü siper edip Çanakkale’nin bağırında şehid düşen,öteki dedem de Osmanlı Ordusu’nda üsteğmen rütbesiyle Yemen Cephesi’nde ve ardından cennet vatan AnadoluTrakya’nın işgali sırasında Kurtuluş Harbi’nde bir kez daha gazilik ünvanına erişmiş o yiğidoğlu yiğid dedelerin torunu , kendimi müslümanım,Boşnak asıllı Türküm,diye tanıtan nevi şahsına münhasır bir Adem olarak dehşete düştüğümü söylemeliyim ve mezkur düşüncelerin halen var olduğunu biliyorum!.
T.C.devletinin kuruluşundan beri, Osmanlının çöküş döneminden kalan Siyonist/haçlı zehiri ego-etnik Türkçülerle ego-etnik Kürtçülerin ruhlarımızda oluşturduğu uçurumları köprüleyip,can-cana-yürek-yüreğe gerdanlayıp kardeşlik ünsiyetinin kurulamadığını esefle izlemekteyiz.
Bir zihniyettir ki, “Ya sev ya terk et” diyerek vatanı babalarının çiftliğiymiş gibi algılayıp nara atarlarken,halen o haçlı-siyonist sömürgeciliklerinden,oryantalislerin içimize ektiği husümetler mevcuttur.
Siz kalkar,Ya Allah,Bismillah,Allah-u Ekber,diyerek İslâm öncesinin putperest dedelerinizin putunu tevhidî kelâmlarla;besmele,tekbirlerle boyalayıp,foyalayacağınızı sanırsanız ,hem kendinizi aldatmış olursunuz hem de bu cennet güzeli vatanın aziz vatandaşlarını kırar,onları tahrik eder,gönüllerine ünsiyeti değil,fitneyi ekersiniz,nitekim olan da budur!.
Neopagan,egoetnik Türkçüleri gören nasipsiz,(eski komünist) egoetnik,neopaganist Kürtçüler geri kalırlar mı? Sizin putunuz iyi de,bizim ki niçin tu-ka-kadır diyerek,akla hayale ve vicdana sığamayan ihanetleri işliyor ve islâmın ezelî düşmanı Siyonist/haçlı sömürgeciliğinin maşalığını can-ı gönülden yapıyorlar.
Bir dönem yaşadığım Löndra’da seküler/materyalist Türklerle aynı inancı paylaşan Kürtlerin can-cana kuzu zarması içinde fakir-i pür taksire hucum ederek, ırkçı, faşist, dinci, yobaz, mürteci gibi sıfatlarla ezmeğe çalıştıklarını bil-fiil yaşadığım da,Türkün Türkten başka dostu yok,sözünün bir hezeyandan ibaret olduğunu da idrak ettim.Bu yaklaşım,dindar gözüken münafıklar için de geçerli,Allah onlara fırsat vermesin.Yani,Türk demek zaten Müslüman demek yargısı çok feci bir elma şekeri yalamak demektir!
Saçmalıklara karşı biz de saçmalayalım:
Sevgili dostlar,İslâm öncesine baktığımız zaman,hangimizin ve hangi etnik kültürün putları yoktu ki?
Peygamberimize en büyük düşmanlıkları reva görenler,onun ırkından olan paganist Araplar değil miydi?
Ve,Ya Allah,Bismillah,Allah-u Ekber’in esas ve yegane maksadı hakkı batıldan ayırmak ve hem bu dünya yaşamını ve hem ahireti,ölüm sonrasını cennet yapmak,inşa etmek değil mi?
Yani,siz kalkar İslam öncesi dedelerinizin putunu tekbir,tehlil ve besmeleyle foyalayabileceğinizi sanırken, salt Türkiye’yi değil,Ardahan’dan Edirne’ye,Anamur’dan Sinop’a kadar yaşamakta olan Türk milletini bölüyorsunuz,demektir!
Vicdanınıza sorun,milletin ruhlarında,gönül bahçelerinde şeytanın iğvalarını ekerseniz fitne biçmez misiniz?Ve milletin ruhlarında,gönüllerinden kardeşlik,vatandaşlık ünsiyet ve bilincini siler atarsanız ve ya onu mülevvesleştirirseniz,kafaları kir-pas içine sokarsanız devlet ve millet ayakta kalır mı?Bu tür hareket ve düşünce düşmanın ekmeğine yağ-bal sürüp yedirmek olmaz mı? Yazık değil mi bize?
Efendim,burası Türkiye;tabiî ki Türkiye,ama putistan da değil;olmamalı,Allah bizi bundan muhafaza etsin.Evet,burası Türkiye,ama neopaganist Türkçülerin de baba çiftliği değil.
Teşpihte hata aranmaz,farz-ı muhal; eğer ben putperestliği kabül edeceksem,niçin neopaganist Türkçülerin dedelerinin putuna tabii olayım?Neopaganist Türkçüler dedenizin putunu tekbir ve besmeleyle foyaladığınız için mi ben size uydu olacağım,siz , hareket ve ifadelerinizle,kendini unut benim gibi ol dediğiniz için mi ben size tabii olacağım?Ve neticede, hem hayatımı hem de mematımı cehenneme cevireceğim?
Benim de İslam öncesi gavur dedelerimin putu vardı; ben de alırım gavur dedemin putunu sizden az olmamak üzere foyalar-boyalarım ve hiç olmazsa özgün putum olur.Doğru söyleyin,lafı eğip bükmeyin,Sırplarla aynı kökene (tarihçiler böyle yazıp çiziyorlar) sahip olan ben Müslüman kardeşiniz Boşnak’ı ve vatandaşınızı mı kendinize yakın hissediyorsunuz,yoksa,aynı kökene sahip olduğunuz Hıristiyan Gagavuzlara,Bulgarlara,Mcarlara,Finlilere mi?
Selim akıldan yoksun kimileriniz bana, “Bin yıldır biz burada,bu topraklarda yaşıyoruz” şeklinde,yıllara ve geçmiş uzun zamana dayalı tek ve yegane değer imiş gibi taktim ederler ki,kestiğiniz dalda siz de varsınız;ne olmuş siz bin yıldan beri buradaysanız?Ben yüz otuz seneden beri burada olduğum için niçin siz benden daha millîyetperver ve vatanımızın asıl sahipleri oluyorsunuz?
Yine saçmalayacağım,(zira,saçmalamalara en büyük cevap benzerî şekilde saçmalamaktır);sizden/bizden de önce birileri vardı bu topraklarda,şimdi neredeler?
Nasipsiz ve zibidi komünist bir avuç paganist Kürtçü de çıkıp biz on bin yıldır bu topraklardayız ve Hz.İbrahim’e değil,soylarının Nemrud’a dayandığını söylemektedirler ki,en doğru sözleri de budur.Bir şeyi daha vurgulamak zorundayım;Kürdünden bilmem nesine kadar,insan kitlelerini sekülerleştirdiğiniz kadar siyonizme maşa edersiniz.
Evet,PKK denen kan içici vampir sürüsünün soyu gerçekten Nemrudîdir.
Hem,siz tatavacı ego-etnik ve neopanist Türkçüler,nereden belli Türk ırkından olduğunuz?Olsanız kendinize faydanız yok ki,vatanımıza olsun.Var sayalım ki,bilmem şu kadar bin yıl öncesinin haso Türk soyunun torunlarısınız,pekiyi sizi bu olgu benden üstün eder mi?
Kemal Tarih’in bir eserinde okumuştum,put-kurt figürünü içimize,Osmanlıyı yıkıp zengin kaynaklarını sömürmek için emperyalist/oryantalistlerin soktuğunu ifade etmektedir.
Bizzat,müfredat kitaplarına da kimi zaman girmiş,Türklerin atasını şöyle tarif ettiğini okumuştum,mealen:
“Ayakları öküz ayağı gibi,omuzları samur gibi,göğsü ayı gibi,kafası kurt gibi..”
Siz nasıl olur da,oryantalistlerin uydurduğu masalları tarih diye algılıyor ve bu denli vahim yanlışlara dalabiliyorsunuz?
Nihal Atsız’a ait mezkur iktibası ben okuduğum da inanmadım,ama yanılmışım.Bakınız,Nihal Atsız’ın oğlu Yağmur Atsız beyefendi,bugün Türkiyemizin kalburüstü aydın-yazarlarından biridir ve 65 yaşını aşmış bir zattır, “Ömrümün ilk 65 yılı” isimli eserinde, “Atsız Bir Kafatasçıydı” başlıklı bölümünü alın okuyun,dehşetengiz şeyleri itiraf etmektedir. Baba Atsız’ın ırk oranını ölçen ilginç çetvelinden söz ediyor,insanların kafataslarını ölçüp-biçerek halis Türk soyu ve kanının oranını açıklıyormuş.Hem ben Türklerle can-cana,ten-tene,ruh-ruha akraba olmuş,bir potada erimiş biriyim;bu benim ruhum ve canım olan Türkler de sizin gibi değiller.Bırakın putunuzu,atın onu materyalizmin kenefine,dosdoğru iman edin ki sizinle de can-cana,ten-tene,ruh-ruha bir potada eriyelim ve hamle üstüne hamle yapıp,huzuru,adaleti,refahı inşa edelim.
Bunun şakası bile edilemezken , basbayağı insanlar hakikatmiş gibi algılıyor ve Türk kanı oranını düşük çıkanlar ruhen ve zihnen alt-üst olduğu gibi,gizli bir düşmanlık da besleyebiliyor.
Kendi adıma açıkça söylüyorum,(kim ne derse desin , umrumda değil),ben bugünkü Türkiye’nin sınırlarını kabul etmiyorum;bana az ve dar geliyor;ben neo-Osmanlıyı özlüyor,kafamda bunu evirip çeviriyor,hayalini kuruyor ve bu minval üzere fikir beyan ederek,insanlara konuşuyor,kendi çapımda plan ve projeler taktim ediyorum.
Evet,ben anamın ak sütü gibi helal Bosna-Bîhaç’tan Yemen’e,Cezayir’den Buhara’ya,Semerkant’a kadar asıl ve esas vatanımı istiyorum.
Sakın bana hayalcisiniz,demeyin,yoksa sizin kalbinizi kırarım ve derimki; “Öküzler hayal edemez”.
İnsanlık tarihi süresince,bütün uygarlıklar boyunca,bu aziz vatanın doğal stratejik üç savunma kaleleri vardır,bu kalelerde duman tütüyorsa,yakında AnadoluTrakya’yı göklere varan alevler,cehennemî ateşler,kan ve barutlar saracağı kesindir.Bu üç doğal savunma kalelerimiz Bosna-Bîhaç,Filistin ve Kafkasya’dır;biliyorsunuz,Allah ihmal etmez,mühlet verir,bize verilen mühletin sonuna geldiğimizi düşünüyorum ki,mezkur üç savunma hattımız da işgal altındadır;kendime ve size değil,billahi masum çocuklara ve kadınlara acırım.Kendimize gelelim ve içimizdeki bizden imiş gibi maske takınıp çakallar korosunu öttürüp bin bir çirkefi işleyip,bizi biz yapan dinimiz İslâma saldırıyorlar.
Bu sitede bile , Turan’dan söz edenlere söylüyorum,onun mümkünatı yok;ben İslam Birliği’inin kurulmasından yanayım,kültür,ticaret,finans,eğitim köprülerinin kurulduğu apaçıktır, yeterki biz , haraket kabiliyetini yitirmiş mavna durumumuzdan bir sıyrılalım ve el-ele tutuşup hamle yapmayı bilelim,tatava değil,iş yapalım.
İslâm Birliği’nin kalp-gâhı da Türkiye olacak doğal olarak.Ey iman edenler,iman ediniz, ayetinin uyarısı ile uyanmamız gerekiyor.
Uzunca yıllar önce , Zaman Gazetesi’nin Pakistan eski Cumhurbaşkan’ı merhum Ziyaül Hak ile yaptığı bir mülakatı hatırlıyorum,(benim acizane arşivlerimin bir köşeciğinde mutlaka mevcuttur),mezkur devlet başkanı,Türkiye’yle birleşmek için gerekirse,Pakistan bayrağını kaldırıp Türk bayrağı altında tek millet olarak; büyük ve küresel bir İslam devletinin kurulması için teklifte bulunduğunu biliyorum.
Sonra,Azerbaycan eski devlet Başkanı Aliyev’in TBMM Kürsüsünden şu mealdeki sözünü aptallar unutur: “Tek millet iki devlet olmaz”..
Ahhh,diyorum ahh bizler, küçük çocukları ve aklî dengeden yoksun mazlumları istisna ettikten sonra,bizlere ne etmeli?
Selimde,selamette,sıhatsaadette,aşk ve meşk üzere kalın Adnan Pehlivanlar..
Kurun Türk Dünyasını sizin yanınızda bütün varlığmla yer almıyorsam namerdim..
DİP NOTLAR.
(1)Daha geniş bilgi için,Ali Bulaç’ın , “Çağdaş Düzeanler ve Kavramlar”isimli esere bakabilirler.